Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş yönetimindeki ABB, basın özgürlüğüne karşı skandal niteliğinde bir uygulamaya imza attı. AŞTİ terminalinden bir gazeteciye otobüsle gönderilen ikinci el bir yazıcı, ABB zabıtalarının hedefi oldu. “Yolcu yok, eşya var” bahanesiyle firmaya tam 16.500 TL’lik fahiş bir idari para cezası kesildi.

Bu neyin cezası, Mansur Yavaş?

Kamuoyuna “halkçı, özgürlükçü, demokrat” imajı sunan Mansur Yavaş’ın yönettiği belediye, Anadolu basınına gönderilen bir yazıcıyı “yasadışı taşımacılık” gibi göstermeye kalktı. Oysa ortada sadece bir gazetecinin işini sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu, üstelik 5.000 TL’lik ikinci el bir yazıcı var.

Basını susturmanın yeni adı artık “taşıma cezası” mı?

Yazıcıdan yolcu, gazeteciden suçlu çıkaran bu zihniyet, açıkça Anadolu basınına gözdağıdır. Ekonomik olarak zaten can çekişen yerel medya kuruluşlarına böylesine ölçüsüz ve maksatlı bir yaptırım, iyi niyetli bir hata değil, bilinçli bir baskıdır.

Sormak gerekiyor:

            •          Sayın Yavaş, Ankara’daki onca sorunun içinde sizin mesainiz bir yazıcının kaçak yolcu olup olmadığını takip etmek mi?

            •          Bu cezayı keserken niyetiniz kamu düzeni mi yoksa yerel basına örtülü sansür mü?

            Güçsüzleştirilen basın değil, hesap sorulmayan yönetimler tehlikelidir.

Yazıcıdan korkan Mansur Yavaş yönetimi, basın tarihine utanç verici bir not daha düşmüştür.