ÖĞRENCİ İKEN GAZETE ÇIKARDI
Annesinin yalnızlığı dolayısıyla genç yaşta evlendi. 1947 yılında İstanbul Tip Fakültesi’ne kayıtsa da bütün gün eğitim zorunluluğu yüzünden İktisat Fakültesi’ne geçti. İktisat Fakültesi Hariciye Bölümü, Sosyal-Siyaset ve Belediyecilik Enstitüsü’nü 1951 yılında bitirdi. Üniversite son sınıfta okurken 5 Mayıs 1950 tarihinde İstanbul’da Zümrüt Rize Gazetesi’ni haftalık olarak çıkardı. Zümrüt Rize Gazetesini Rize'ye taşıdı. Eski Sümerbank'ın karşısında Kazım Karabekir Caddesinde faaliyet gösteren matbaa ve gazete zamanla büyük beğeni kazandı. 1953 yılında İzmir Ulaştırma okulunda oto takım subayı olarak vatanı görevimi tamamlayarak Rize’de kurduğu matbaanın başına döndü.
SOSYAL HAYATIN HEP İÇİNDE OLDU
Ardal sosyal yönü ağır basan bir insandı. Eski Rize Mebusu Osman Yılmaz Karaosman'la birlikte öğrenci faaliyetlerinde bulunmuştu. Kazım Karabekir Paşa öldüğünde neden bayraklar yarıya inmedi diye yapılan eylemde başı çekenlerdendi. O dönemlerde gazete çıkarmak zordu. Ardal, gazeteyi hazırlar, baskıyı yapar, kesim işlerini de kendisi hallederdi. Halil Şeker, Orhan Lık, Fenerli Mustafa İlkbahar, ve Hasan Kasımoğlu Ardal'ın yanında çalışmış matbaa ustaları idi.
BAĞIMSIZ RİZE BELEDİYE BAŞKANI
O dönem de Demokrat Parti güçlü zamanlarıydı. Buna rağmen 1955 yılı Belediye seçimlerine bağımsız aday olarak katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) de desteği ile Başkanlığa seçildi. 500 bin liralık Belediye bütçesinin 360 bin lirasını memur maaşlarına giden bir belediyede programlı işlere 140 bin lira ödenek ayırtabilen bütçe ile işe başladı.
AMAN HA ÇARPILIRSINIZ
Eski sebze ve meyve hali onun döneminde inşa oldu. Hal yapılırken inşaatta çalışanlar mezarlıklarla karşılaştıkları için çalışmayı bıraktılar. Çarpılırız diye korktular. Başkan Ardal, kendisi çalışmaya başlayınca ustalar da başlamak zorunda kaldılar. Ardal, bir buçuk yıl başkanlığı süresinde aldığı aylığın yarısını Fakirler Fonu'na bıraktı.
GÖREVDEN EL ÇEKTİRİLDİ
Valilerin Belediye başkanlarını işten el çektirme yetkileri vardı. Demokrat Partililer kendi partilerinden olmayan birini içlerine sindiremiyorlardı. Özellikle eski Rize Mebusu Osman Kavrakoğlu'nun baskıları sonucu, vali Ardal'ı görevden el çektirdi. Ardal hakkında açılan davalar yüzünden oldukça sıkıntılı günler geçirdi. Rize sevdalısı bir insan, haksız ve mesnetsiz iddiaları bir türlü içine sindiremiyordu.
ÇAY SEVDALISI
Ardal, Rize'de çaycılığın gelişmesine de katkıda bulundu. Kooperatifinin kuruluşunda aktif görev yaptı. Bir dönem çay paketlemesinin Rize dışına çıkarılması gündeme geldi. Bu konuda da tepki gösterenlerin başında geliyordu. Çay Bank'ın ilk iştirakçilerindi. Rize sevdalısı Mustafa Ardal altmış bir yaşında 1984'de aramızdan ayrıldı. Kalp krizi sonucu ebediyete intikal eden Ardal, geride birçok eser bıraktı. Ardal'ın beş çocuğunun ikisi Rize'de üçü İstanbul'da yaşamını sürdürüyor.
Mustafa Ardal; vefatından kısa bir süre önce Rize iline çayın katkılarını kaleme almıştı. Oğlu Bora Ardal aracılıyla bu yazıyı sizlerle paylaşıyorum:
ÇAY İLE DEĞİŞEN HAYAT
Bizde Hayat Yöremizde çay tarımı yerleştikten sonra yaşam koşullarımızda köklü değişiklikler gözükmeye başladı. Hemen her işimizde çay ve onunla ilgili isimlere yer verdik. Çaykent, Çayeli, ilce isimleri yanında Çaybank ve ÇAYKUR gibi yöreye ekonomik kuruluşlar oluşturuldu. Çay yaşamımıza o denli hükmetmeye başladı ki, oğullarımıza Çaycan, kızlarımıza Çayhan ve Çaygül gibi verilen isimlerin sayıları gittikçe çoğalmaktadır. Unutmadan belirtelim ki bu akıma sanayicilerimiz de katıldı (Çay kolonyası). Çay geceleri, losyonları, Çayçelik Mobilya Sanayii varlığı yurdun bütün illerinde bugün tanınıp bilinmektedir.
HAYAT ÇAYA ENDEKSLİ
Hayatımız çaya endeksli Panayırımızdan ismi dahi «Çay Festivali» düğün tarihlerinde ÇAYKUR’un ürün bedelini ödediği zamanlara rastlanması genelleşmiş oldu. Sade düğünlerimize mi? Kasap, Doğu Anadolu illerinden satın aldığı kesim hayvanlarının kabzımal Akdeniz’den satın aldığı sebze ve meyve parasını ödemesini yapabilmek için ÇAYKUR’un üreticiden aldığı ürün bedelinin ödenmesine bağlamıştır. ÇAYKUR ödemelerde gecikme yaptığı zamanlarda yöremizdeki ekonomik kargaşa, verilen sözlerde duramamanın bıraktığı üzüntü ve endişe tarifi güç durum oluşturur. Esnafa olan borcunu zamanında tüccara ödeyemeyen üretici çok zorunlu olmadıkça, köyden şehire inemez, gezmeye gelemez durumlar yaratır.
ÇAY GURBETE ÇIKMAYI ENGELLEDİ
Hafta günü dediğimiz haftanın iki günü şehir içinde ve dışında bayram günleri yaşanır, ürün bedelinin ödendiği günlerde. Ne acıdır ki, kuruluşundan bu yana on yıl geçtiği halde ÇAYKUR, çay yaprağı bedellerini üreticiye ödemede bir objektiflik (belirli, yerleşmiş herkese eşit) bir ödeme sistemi oluşturamamış olması kimi zaman ürününü üreticiden aldığı (alımyeri) dediğimiz yerlerde kendi memurları ile ürünü aldığı ayı takip eden ayda ödemiş, kimi zamanda bankalar aracılığı ile, kimi zamanda fabrikalar veznelerinden yapmış olması gibi üretici ÇAYKUR alacağı ürün bedelini ne zaman alabileceğini devamlı düşünme zorunda bırakılmıştır. Çay ve siyaset ürün alımında üreticiye çıkarılan (yapmaca) güçlükleri çay parası aldığında unutuverir çay üreticisi. Bunu fark eden ÇAYKUR’da üreticideki bu endişeyi ve huzursuzluğa bir çözüm bulmayı düşünmemiştir. Bugüne kadar çay üreticinin bu durumundan en iyi bir şekilde yararlanmasını yörenin politika ile uğraş verenleri başarmışlardır. Durumu lehine çevirmesini bilen politikacılar çay parasının ödeme günlerini dahi aralarından gelen bir liderin veya parlamenterin yöreye gelir, çaycılar arasında birkaç gün dolaştıktan sonra çay paralan ödenir. Ürününü artık çaycı değerlendirmemektedir. Bütün sıkıntılara rağmen, çay tarımı yöre gençlerini gurbete çıkma afetinden koruduğu için hâlâ vazgeçilmez tek tarımsal uğraştır. Bütün sıkıntılara rağmen, çay tarımı yöre gençlerini gurbete çıkma afetinden koruduğu için hâlâ vazgeçilmez tek tarımsal uğraştır.
Fatih Sultan KAR / İST.