Yanılmıyorsam 1996 yılıydı. Rize Televizyonu’nda çalışıyordum. Çamlıhemşin’de vatandaşlar isteklerini duyurabilmek için eylem yapıyordu. Oldukça kalabalık olmasına karşın röportaj yapmaya nedense kimse yanaşmıyordu. “Ben seve seve konuşurum” diyen sese doğru yöneldim. O sesin sahibi bana göre çok büyük bir halk ozanı olan Şair Yaşar Çelik idi. Ve o ses yıllarca Çamlıhemşin"ın sorunlarını haykırdı durdu. Hala haykırıyor... ŞİİR MERT YÜREK İSTER Yaşar Çelik’in şiirindeki güzellik mertliğinden, yaşama direncinden geliyor. “Ben yüreğimi açtım size, Siz de vaktinizi ayırırsanız bize, Gerek kalmaz başka söze” diyor. Tanıdıkça sevginiz saygınız artıyor bu güzel insana. Yaşar Çelik 11 Haziran 1951 tarihinde Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra eğitimine ekonomik nedenlerden dolayı devam edemedi. Pastacılık mesleğini yapmak için İstanbul'a gitti. Daha sonra İzmir, Antalya, Isparta ve Nazilli gibi yerlerde çalıştı. Yıllar sonraki memleketi Rize'ye geri döndü. Babasının da mesleği olan demircilik işini devraldı. Teknolojinin yaygınlaşması ve burjuva yaşantısı sürdüren pek çok meslek grubunun para kazanamamasına sebebiyet vermesinin ardından demirciliği bıraktı. Kardeşi Osman Çelik ile birlikte orman ürünleri istihsal işi yapmaya başladı. Daha sonra köyü Çamlıhemşin'de taşeronluk yaptı. 18 Haziran 1992'de geçirdiği talihsiz bir trafik kazası sonucu belden aşağısı felç oldu. Yoğun geçen bir meslek hayatı ve geçim derdinin dayattığı yoğunluk sebebiyle edebiyat dünyasına olgun bir yaşta katıldı. Şiirlerinde özlemi, geçim derdini ve ezilmişliği ana izlekler olarak kullandı. Felç kaldıktan sonra daha önce yazdığı ve hali hazırda yazmış olduğu şiirlerini Dört Mevsim, Gitmeyen Ayakların Düşünceleri ve Yorgun isimli kitaplarda topladı. Köyüne muhtar olarak hizmet verdi. Kendisine sağlık ve mutluluk diliyorum. ŞİİRLERİNDEN BİR KAÇ ÖERNEK BEN ; YAŞAR ÇELİK Fikir özürlü değil bedensel özürlüyüm Zulm etmedim kimseye vicdanen huzurluyum Odun vermedim asla hiç değişmedi huyum Tanımak istiyorsan işte dostum ben buyum Fark etmez taşımasın ayağım vücudumu Dertlere göğüs gerdim topladım tüm gücümü Kılavuz aramadım kendim çizdim yönümü Bütün bunlara rağmen kırmadım umudumu Gün oldu sevda kurdum tutuştum ta derinden Gün oldu çiçek derdim dağın eteklerinden Sürülerle geçmiştim en derin vadilerden Şimdi utanıyorum küçükleşen devlerden Yürüyemem hiçbir gün bedensel özürüm var Sade şiir yazarım elden gelen bu kadar Düşüncelerim hızlı inan beni de aşar Dost olanlar sevinsin desinler Yaşar Yaşar
SELAM GÜZEL YILLARA Bendemi bilmiyorum, Bu günahın vebalı Nasrettin hoca gibi, Kestim bindiğim dalı Şimdi koca Dünyada, Çaresiz ve derbeder Bu can bu işkenceyi, nereye kadar çeker Ağlamak fayda etmez, Yaş aksa da sel gibi Toplumda karşılaşsak, duruyoruz el gibi İki kaçamak bakış, Hasret gidermek için İki yürekte de dert, yanıyor için için Bu işkence bitip de, vuslat göz kırpacak mi Yine o güneş gözler, gözüme bakacak mi Saracak mi şu kollar, o bedeni yeniden Alacak mi cennete, koparıp beni benden O ipek saçlarında, gezerken parmaklarım Şimdi o anıları, yüreğimde saklarım Belki de tesellisi, yoktur bendeki derdin Elleri mi öpecek, öptüğüm dudakların Şimdi tadı yok artık, Yazın kışın baharın İş işten geçmiş olur, geç kalacağız yarın Teselli olacak mi, bir şiir bir kaç şişe Yerinde yeller eser, izne ayrılmış neşe Yorgun hayallerini, stok et bir kenara Eşeleyip de açma, yara üstüne yara Ne çıkar sen yazsan da, her şeyi sayfalara Bir mazi geldi geçti, selam güzel yıllara FATİH SULTAN KAR’DAN YAŞAR ÇELİK’E Gözüm yaşlı ağlamaktan / Gidemem ki yok metelik Ne geldiyse dedik haktan / Özlemimsin Yaşar Çelik Bir şiir yaz hasret koksun / Deki Fatih neden yoksun Hasret bahri delen oksun / Dertleşelim Yaşar Çelik Diline düştük alemin / Yazsın derdimi kalemin Ortağı olsan çilemin / Anlat beni Yaşar Çelik Pokut’un da kar olayım / Zil Kale’nde var olayım Ağlamaktır en kolayım / Anlat beni Yaşar Çelik YAŞAR ÇELİK’TEN FATİH SULTAN KAR’A Bayram üstü arifede / Gözüm arar Fatih nerde? İsmin yazar Köprülerde / Özlemişim Fatih Sultan Yıllar önce sevdim seni / Dostluğun yanıltmaz beni Hep zorlu mücadeleni / Unutmadım Fatih Sultan Ne oldu Rize’den gittin / Galiba bizi unuttun
İstanbul’u dost mu tuttun /Geri dön be Fatih Sultan Rize de çaylar ıslandı / Peçete kurutur sandı Bıçak kemiğe dayandı / Çare bul be Fatih Sultan Benden şiir bekliyorsun / Kardeş sen benden ustasın Yorgun sana kurban olsun / Seviyorum Fatih Sultan Soyadın “Kar” kardan beyaz / Bizi kimseler anlamaz Deli gönül hiç uslanmaz / Biliyorsun Fatih Sultan Selam sana Rize’mizden / Öpüyorum gözünüzden Bir arzun var mıdır bizden? Soruyorum Fatih Sultan Fatih Sultan KAR / İST.