RİZE: İnşaat Mühendisleri Odası Rize Şube Başkanı Murat Yazıcı, Denizli ve Malatya depreminin ardından önemli açıklamalarda bulundu.
Yazıcı, Rize’nin de risk altında olabileceğini belirtti. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın açıklamalarına değinen Yazıcı: “Prof. Dr. Ahmet Ercan Hocamız, Denizli ve Malatya’da olan depremlerin ardından şöyle bir açıklama yapmıştı: “Gündeydoğu Anadolu hattında Tunceli, Erzurum ve Erzincan’da olası bir deprem riski var” dedi. Burada da her zaman bir deprem riski var. Çünkü burası fay hattının tam üzerinde. Deprem olabilme riski var. Depremin serpintisi de Rize’ye kadar aktarılır. Bunun Rize’de nasıl bir etkisi olur bunu yaşamadan bilemeyiz” dedi.
Raporlarımız ciddiye alındı
Rize’de dolgu üzerine yapılan yapılar için yaptığımız uyarıları ve raporları devlet yetkilileri sağ olsunlar ciddiye aldılar. Buraları kentsel dönüşüm alanları olarak ilan ettiler. Birinci etap olarak Valilikten başlanarak Cumhuriyet Caddesi yeniden düzenlenecek. Ülke olarak bizim inşaat sektöründe yapılan yapılar tekniğe uygun olmayan yapılardır. Yapılmaya da devam edildi. Lakin 1997 depreminden sonra yapılan yapılar daha nizami yapılmaya başlandı. Hatta 2019 deprem yönetmeliğinden sonra da bu yapıların kalitesi daha da artarak yapılmaya devam edecek. Ümit ediyorum ki kalite daha da artacak.
Yeni yapılan yapılar hariç eski tarihte yapılan yapıların olası bir depremde nasıl ayakta kalacağı büyük bir muammadır. Bunu depremden sonra iyi araştırıp gözlemleyip gerekli verileri aldıktan sonra değerlendirilmesi gerekiyor. Erzincan’daki veya Erzurum’daki olası bir depremin serpintisinin Rize’deki etkisi büyük bir soru işaretidir. Umarım inşallah öyle bir şey olmaz. Ama olduktan sonra araştırılıp da cevap verilebilecek bir durumdur. Gönül ister ki insanlarımız daha güvenli yapılarda otursunlar. Rize’de bu mu mümkün mü? Kadastro planlarıyla küçük parsellere küçük binaların yapıldığı yerlerde kadastro planının imar planı sınırları gibi kabul edilip ev yapıldığı küçük parsellerin bulunduğu yerlerde bu mümkün değil. Esasında imar paftalarını oluşturup ada düzeyinde bunların değerlendirilip konutsal alanda değerlendirilmesi gerekirken biz bunu yapmadık” dedi.
Parseller birleşebilirdi
Yazıcı açıklamasında “Kadastro planındaki küçük parsellere ev yerleştirdiğimizden kaynaklanan durumdur bu. Fakat şunu yapsaydık; parselleri birleştirerek imar adaları oluşturarak bu binaları yerleştirseydik hem çevresel olarak güzel bir şehir haline gelecektik. Hem de daha yaşanılabilir binalarımız olacaktı. 1940’larda Rize’de kadastro başladı. 47’lerde de bitti. O zamanki tarihlerde küçük küçük parseller yapıp dolgu üzerindeki alanları satarak gelir elde etmeye dayalı bir parseller yapıldı. Birçok parsel oluşturulup satıldı. Bu parseller de imar parseli kabul edildiği için her köşe başında bir ev görüyorsunuz. Ama hiçbir imar bütünlüğü olmayan yol ve evden ibaret olarak Rize’yi tanırsınız. Yeşil alanı, otoparkı olmayan, insanların oturabileceği alanı olmayan sadece yapıya dönük bir ucube çıkar ortaya. Bu ucubenin sonunda da Rize bu halde. Toparlanır mı; toparlanabilir. Yeni imar planı ile yeşil alanlar, yollar, parklar yapılacak. Bu imar planına sadık kalınırsa inşallah daha güzel yapılar ve alanlar ortaya çıkar diye ümit ediyorum” dedi.
Dolgu risk altında
Deniz dolgusu ile kazanılan alanların tümünün risk altında olduğunu belirten Yazıcı “Dolgu üzerindeki tüm binalar risk altında. Çünkü izolasyon tedbirleri yok. Tuzlu suyun etkisi altında kalmışlar. Tuzlu suyun da şöyle bir etkisi olmuş. Demir temelde tuzlu suyu almış on on ikinci kata kadar iletmiş. Altta demir şişerek betonu çatlatmış. Hem beton kalitesiz hem de demir hasar görmüş, pas da yürümüş, komple binalarımız bu etki altında ayaktadır. Bunların hepsi aynı mıdır? Hayır. Her binanın risk grubuna göre ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.