Artvin: Toplantının basına açık bölümünde değerlendirmelerde bulunan Metin Feyzioğlu ülke ekonomisi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye Barolar birliği olarak kocaman bir aile olduklarını kaydeden Feyzioğlu, “Bu masanın etrafında çok farklı siyasi düşünceler var. Dünya görüşü çok farklı baro başkanlarımız var. Ortak paydamız adalet, ortak paydamız hukukun üstünlüğü. Son derece kutuplaşmış, yüzdelere bölünmüş Türkiye’de farklı siyasi dünyalardan, baro başkanları, hukukçular aynı dili konuşuyorsa, bundan Türkiye’nin alacağı önemli dersler var. Demek ki 81 milyonu hukuk ve adalet paydasında buluşturduğumuzda her sorunu çözebiliriz. Bizim çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz yok. Çözümün önündeki en büyük engele biziz. Ön yargılarımız. Kendimizden görmediğimize karşı bize dayatılan ön yargılar. Azıcık bizim gibi düşünmeyen birisi varsa hemen hain diye damgalamak. Oysa herkes bu güzel ülkenin iyiliği için düşünce üretiyor” dedi.

 Feyzioğlu Türkiye’de korkunç bir işsizlik sorunu olduğunu savunup, hiç kimsenin bunu inkâr edemeyeceğini belirterek şunları söyledi: “Türkiye’de bununla bağlı olarak Türk lirasının aşırı bir değer kaybı var. Var mı var. Bir kısmı bunun dışarıdan müdahale ile ama yapısal bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu da hiç kimse inkâr edemez. Türkiye’de enflasyonda çok hızlı bir tırmanma var. Bunu da inkâr edemeyiz. O zaman çözüm üretmek zorundayız. Bazıları ekonomi senin meselen mi, hukuk senin meselen diyecek. Hayır.  Biz bu ülkede yaşıyoruz ve ekonominin içinde bulunduğu sıkıntının sebebi.  Ne fabrika yapacak arsanın yokluğu, ne elektrik kesintisi nede su yokluğu. Ekonominin içinde bulunduğu sıkıntının bir numaraları sebebi hukuk güvendiğinin olmaması. Benim tespitim değil. Ülkenin yargı ile ilgili bizim dışımızdaki en üst kurumlarının başındakilerinin de tespiti yargıya güvenin yüzde 20’lere düştüğünü söylüyorlar. Yüzde 80’in yargınıza güvenmediği bir yerde yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelir mi? Yerli yatırımcı parasını Türkiye’de tutar mı? Yetişmiş insanlarımız yurt dışına gider mi? Bu avukatların meselesidir. Hukukçuların meselesidir. Türkiye’de ifade özgürlüğünü sağlamak sorundasınız. Türkiye’de mülkiyet hakkının güvencesini sağlamak zorundasınız. İnsanların haksız yere tutuklanmasının önüne geçmek zorundasınız. Türkiye’de birileri talimat veriri birileri tutuklanır. Birileri talimat  verir istenen salınır şeklindeki algıyı kırmak zorundasınız. Bunu nasıl yapacaksınız. Yargıyı güvenilir kılarak. Yargıyı da mevcut anayasanın sistemiyle güvenilir kılmamız mümkün değildir. Türkiye on binlerce namuslu fedakâr çalışkan işini cesaretle yapan avukatın, savcının, hâkimin omuzları üstünde duruyor. Bir yerde kişi güvenliği, hukuk güvenliği kişilerin cesaretine emanet edilmişse orada güvenlik yoktur. Bizim sisteme güvenmemiz lazım. Bu sistemi mutlaka değiştirmemiz gerekiyor. Bir referandum geçirdik ama demek ki bu referandumda yanlış yapıldı. Eğer yanlışlık varsa sonuçtan dönmek her zaman mümkündür. Hep birlikte gelin bunu konuşalım, doğrusu neyse hep birlikte bunu yapalım.”