Başkan Köseoğlu, sene başı öğretmenler kurulu toplantısının ve seminer çalışmaları sürecinin öğretmenler için çok önemli olduğunu belirtti. Bu süreçte okulun eğitim-öğretim politikalarının değerlendirildiğini ve geliştirildiğini belirten Köseoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Eğitim çalışanları ve öğretmenler olarak öncelikle haklarımızı bilmemiz gerekmekte. Haklarını bilmeyenler ise dayatmalara boyun eğmek zorunda kalırlar. Yine haklarını bilmeyenler angarya uygulamaların muhatabı olurlar.
‘Memurun boynu bükük olmamalı’
Türk Eğitim-Sen olarak, eğitim çalışanlarının görevini yapıp kamu hizmeti üretirken haklarını bilmesi, kendini ezdirmemesi, haksızlıklar karşısında susmaması ve görevini onurlu bir şekilde yerine getirmesi için mücadele vermekteyiz. Türk memurunun boynu bükük olmamalı. Türk memuru Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil etmektedir. Bu nedenle görevini yaparken ezik bir şekilde değil, başı dik bir şekilde görevini yapmalıdır. Bunun için de haklarımızı bilmemiz gerekmekte.
Biz; şefiz, büroda memuruz, veri hazırlama ve kontrol işletmeniyiz, şoförüz, güvenlik görevlisiyiz, aşçıyız, ambar memuruyuz, teknisyeniz, hizmetliyiz kısaca emekçiyiz ama köle değiliz. Görev tanımlarımız yapılmayalı yıllar oldu, verilen sözler yerine getirilmiyor.
Biz öğretmeniz; bakıcı, güvenlikçi, temizlikçi, boyacı, badanacı, büro memuru değiliz. Kaldı ki 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Öğretmenlik" başlıklı 43/1 maddesindeki "Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir." hükümlerine göre; öğretmenlik Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.
Ayrıca 12 Ocak 1961 tarih ve 10705 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 44’üncü maddesindeki; "Öğretmenler kanunlarla kendilerine verilen işlerden başka, meslek dışı her hangi bir görevle yükümlü tutulamazlar." hükümlerine göre; öğretmenlik mesleği dışında kendilerine verilen işlerden başka, meslek dışı her hangi bir görevle yükümlü tutulamazlar.
‘Öğretmenlerin itibarı MEB’in namusudur’
Genel Başkanımız Talip Geylan’ın “Öğretmenin itibarı MEB’in namusudur.” sözü üzerine Ders veren öğretmenlerimizin 2018-2019 eğitim öğretim yılını kutlarken "Her sınıftan bir Atatürk çıkartacağız" hedefiyle göreve başlayacaklarından eminiz.
İstiklal Marşımızın Sözsüz Müzik Eşliğinde Okunması
İlgili mevzuat hükümlerindeki “sözlü/sözsüz müziği eşliğinde” ibaresinden hareketle okul idarecileri genelde sözlü olarak ses kayıt araçlarına kaydedilmiş İstiklal Marşı'nı tören esnasında hazır ol komutuyla birlikte yüksek sesle çalıştırmaktadır. Tabi törene katılan öğrencilerin İstiklal Marşı'nı söyleyip söylemedikleri yoksa playback mi yaptıkları belli olmamakta.
İdarecilerimizin bu durumu seçme nedeni düzgün bir tören yapılması ve töreni yönetecek beden eğitimi öğretmeni, müzik öğretmeni veya müzik bilgisi ve yeteneği olan bir öğretmenin bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Bu durumun gelecekte İstiklal Marşı'nı doğru düzgün okuyamayan bir nesil yetiştireceği aşikârdır. Bir seslendirme cihazı tarafından sözlü olarak seslendirilen bir müzik parçasının katılımcılar tarafından söylenmesi yerinde olmayan bir uygulamadır. Bu yöntemle İstiklal Marşı'mızın söylenmesi de uygun değildir. Asıl olan seslendirilecek parçanın sözsüz müzik eşliğinde icra edilmesidir. Ayrıca andımızın okullarımızda tekrar okunması adına tavsiye kararı alınması için önerilmesi gerekmektedir. Önerelim ki kim milliyetçi, kim değil ortaya çıksın.
Nöbet Görev Yerleri Belirlenmeli
Nöbet görev yerleri öğretmen kurulunda belirlenir. Abartılı gereğinden fazla nöbet görev yeri ve nöbetçi öğretmen görevlendirilmesi yapılamaz azami derecede, Nöbet görevi, ilk dersten 15 dakika önce başlar, son ders bitiminden 15 dakika sonra biter. Engelli öğretmenler ile engelli çocuğu bulunan öğretmenlerin nöbetlerinin belirlenmesinde gün ve saat tercihlerine öncelik verilerek düzenleme yapılır.
Türk Silahlı Kuvvetleri Nöbeti "belli bir sıra ve süre ile" diye tanımlayarak belirli bir süre içerisinde nöbetin tutulmasını öngörmesine rağmen Mili Eğitim Bakanlığı yönetmeliklerinde hayatın olağan akışına aykırı olarak "normal eğitim yapan okullarda gün süresince" diyerek belirli bir süre kısıtlaması olmadan tanımlama yapmakta, sabah 06:30’da başlayan eğitim öğretimin akşam 18:30 da bittiği göz önünde bulundurulacak olursa öğretmeni Süpermen yerine koymaktadır. Birçok okul kurum yöneticisi, milli eğitim müdürlüğü ve bakanlık yetkilileri ne yazık ki Öğretmen ile koruma memuru veya güvenlik görevlisini karıştırmaktadırlar. Öğretmen Koruma memuru veya güvenlik görevlisi değildir
Öğretmenin Boş Gününe Nöbet Görevi Yazılamaz
Öncelikle mevzuatın nöbetle ilgili hiçbir maddesinde öğretmenin boş gününe nöbet verileceği hükmü bulunmamaktadır.
Öğretmenin boş gününe nöbet görevi verilmesi için Öğretmenin haftalık ders programında boş gün bırakılarak bu boş gününe nöbet görevi verilmesi uygulaması öğretmenin diğer günlerdeki ders yükünü artıracak ve bu işlem eğitim kalitesini zayıflatacak, öğretmenlerin verimini düşürecek ve olumsuz sonuçlara yol açacaktır.
Ayrıca bu mevzuat hükümlerinde nöbetin tanımının yapılmadığı gibi öğretmenin tutacağı nöbetin sınırlarının ne olduğu da yapılmamıştır.
Mevzuata Aykırı Karar Alınamaz
Öğretmenler Kurulu toplantılarında öğretmenlere; oy çokluğu ile kanun, tüzük, yönetmelik, Yönerge, genelge ve talimatlar içerisinde olmayan "Angarya" olarak nitelendirilebilecek görevi olmayan yeni görevler yüklemeye yönelik bağlayıcı kararlar alınması, bir başkasının oyu ile bir diğerine Angarya yüklenmesi yasal ve hukuki değildir.
Öğretmenlerin haftalık ders programları; öğretmenler kurulunda, görüşülmeden, tartışılmadan değerlendirilmeden yapılamaz. Haftalık ders programlarının öğretmenlerin de görüşü alınarak öğretmenler kurulunda belirlenmesi gerekmektedir.
Haftalık ders programı hazırlanırken engelli öğretmenler ile engelli çocuğu bulunan öğretmenlerin bu durumları dikkate alınmalıdır.
Öğretmenin istediği saatlere süt izni verilmemesinin, süt izni istenilen saatlere denk gelen ders saati görevlerinin yerine getirilmeye zorlanmasının kanuna aykırı olduğu açıktır.