1874 yılında Rize’ de doğdu. 18 Eylül 1823 Tarihli Sultan 11. Mahmud’ un fermanı ile Rize Mültezimliği Tuzcuoğlu Seyid Osman ve oğulları Tahir Ömer, Abdülhalit, Abdülaziz, Seyyid Abdülhamit, Abdülreşit, Ahmet Mikdat’a verilmişti. Babadan oğula intikal ederek gelen Rize Ayanlığı dolayısıyla Tuzcuoğullarının aynı zamanda asker toplama ve bu kuvvetlerle sınırların korunmasında ve asayişin sağlanmasında da görevli idiler. Tuzcuoğlu ailesinin mülkü olan ve Rize'de genel park olarak kullanılan yer deniz kıyısındaydı ve üzerinde yapılar vardı. Fakat Ruslar işgal sırasında iki kişilik küçük deniz uçaklarının yanaşabilmesi için bu binaları yıktılar ve burasını meydan haline getirdiler. Rize şehir merkezinde yer alan Tuzcuoğlu Memişağa Parkı Rizeli Tuzcuoğlu ailesinin evladı Memiş Ağa tarafından yıllar önce Rize Belediyesi’ne bağışlanmıştı. Tuzcuoğulları Rize için faydalı işlere imza atmış insanları yetiştiren bir ailedir. Bu yazımızda Rize ilinin ve ülkemizin kurtuluşuna gönül veren Tuzcuoğlu Halit Ağa ve Rize siyasetinin 1950 / 60’lı yıllarının renkli ismi Dursun (Tosun) Tuzcu’ya yer vereceğim.
GÖNÜLLÜ VATAN FEDAİSİ
Milli Mücadele döneminde Trabzon Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyetinin Rize Şubesi’nde yer alan Tuzcuoğlu Halit Ağa, Sakarya’ ya gönderilecek gönüllülerin toplanması, donatılması ve götürülmesinde de birinci derecede rol aldı. Rize’den toplanan gönüllülerden bir grubun başında İzmit-Kandıra bölgesine giden Halit Ağa, 14 Mayıs 1921′ de kurulan 41. Alayda, İpsiz Recep Müfrezesi ile birlikte 3. Tabur olarak yer aldılar. 3.Tabur içinde bir birliğin komutanı olarak Sakarya savaşı ve Büyük Taarruza katılan Halit Ağa’nın, büyük cesareti ve kahramanlık gösterdi. Sakarya savaşı sırasında Yunan ordusuna geceleri sürekli baskın düzenleniyordu. Bu baskınlar için genellikle “ gönüllü fedai grupları” seçilirdi. Ancak bu işi en iyi bilen ve yapan da “Karadeniz uşakları” idi. 22 gün ve 22 gece aralıksız devam eden bu meydan muharebesinde dinlenmede bulunan Tuzcuoğlu Halit Ağa grubu, yine dinlenmede olan bir Yunan birliğini basmak için gönüllü oldular.
KİMSEYİ GERİDE BIRAKMADI
Keşif kollarının bildirdiğine göre bulundukları noktaya 500-600 m. mesafedeki Yunan birliğini basmak için Rizeli gönüllüler silahlarını kontrol edip helâlleşirler. Çete Yunanlıları baskına uğrattı. El bombası olanlar el bombalarını attı, olmayanlar mavzerlerini konuşturdu. Yunanlılar neye uğradıklarını şaşırdılar. Çok geçmeden başlayan karşı ateş üzerine çete çekilmeye başladı. Çeteden vurulanlar oldu. Komutanları Tuzcuoğlu Halit Ağa idi. Halit Ağa, yanında vurulan Karadenizli gönüllüleri orada bırakmadı. Yunanlılar vurulup yaralanan gönüllüleri çok ağır işkence ederek öldürüyor. “Bırak beni git Halit Ağa, beni taşıyamazsın. Yunan geliyor. Kendini kurtar” ısrarına rağmen Halit Ağa kimseyi geri de bırakmıyordu. Evet onlar arkadaşlarını cephede terk etmedi. Sırtlayıp götürdü. Yalnızca arkadaşlarını değil, ülkeyi milleti de...
Büyük Taarruza da katılan Halit Ağa zaferden sonra Rize’ ye döndü. 1936 yılında öldü. Mezarı Rize’ de aile kabristanlığındadır.
TUZCUOĞLU HALİT AĞA’DAN HATIRALAR
EŞKİYAYI ASKERE SEVK ETTİRİYOR KAHRAMAN YAPIYOR
93 Harbi’nin cereyan ettiği yıllar. 1877-1878 yılları. Rize bölgesinde eşkıyalar halkı çok rahatsız ediyor. Soygun olayları halkı iyice bezdirmiş durumda. Eşkıyalar halktan sürekli haraç alıyor. Zamanın yönetimi eşkıyalarla başa çıkamıyor, daha doğrusu eşkıyaları yakalayamıyor. Bu yüzden yönetim Halit Ağa'ya başvuruyor. O tarihlerde genç yaşta olan Halit Ağa, eşkıyaların yoğunlaştığı Kurayı Seba'ya bugünkü adıyla, İkizdere'ye gidiyor. Bölgede sözü geçen Ekşioğlu Hafız Nusreti buluyor. Onun vasıtasıyla eşkıyalarla bağlantı kuruluyor. Yapılan temaslar sonunda Hafız Nusret “Onları ben götürüp…