Adına sloganlar yapılmıştı. Rize’de futbola başlamış, Sarıyer’de kendini göstermiş, Beşiktaş’ta büyümüş, Fenerbahçe’de devleşmişti. O dönem doğan erkek çocuklara onun adı veriliyordu. “Şenol Birol Gol” filmi ile şöhretini futbol sahalarından Yeşilçam’a taşıdı. Bu değerli büyüğümüz Rize’de yaşıyor. Sağlık sorunları karşısında mücadele veriyor. Onunla ilgili Nasıl da çarpardı kalpler Şenol Birol Gol diye bir kitap hazırlamıştım. Bu süreçte bilgisine başvurduğum Rize ilinin emektar Gazetecisi Selahattin Bakır bizi tarihi bir yolculuğa çıkarıyordu. Şimdi sizi Selahattin Bakır ağabeyin yazısıyla baş başa bırakıyorum. FUTBOLUN KRALI ŞENOL BİROL Rize’nin bağrından yetişmiş “ Şenol Birol Gol” sloganı ile ün yapan, attığı gollerle isminden uzun yıllar söz ettirmiştir. “Şenol Birol gol” sloganının yanı sıra “ İmparator Şenol”, “ Futbolun Kralı Şenol”, “ İşte Şenol İşte Gol“ gibi birçok sloganlar Şenol Birol için söylenilerek tezahürat yapılırdı. 1978-79 futbol liginde ikinci lig beyaz grup şampiyonu olarak Rizespor, tarihinde ilk kez birinci lige çıkmanın sevincini tüm taraftarları ile yaşarken bir taraftan da birinci ligde mücadele edecek takımın iskeletini oluşturmak için transferler yapılıyordu. SPOR YAZARI ŞENOL BİROL Ben o dönemler Milliyet Gazetesinin Rize Temsilcisiydim. Rize’de, Rizespor’un oynadığı maçlardan sonra yorum yazacak futbolun içerisinden gelmiş ve futbol kamuoyu tarafından bilinen bir spor yazarına gazete olarak ihtiyacımız vardı. Hiç düşünmeden ve tereddüt etmeden bulmuştum aradığım o spor yazarını. Spor müdürümüz rahmetli Namık Sevik’den onay almadan önce Şenol ağabey diye hitap ettiğim Şenol Birol ile çok iyi olan ikili ilişkilerimiz ve Namık Sevik gibi gazetemizin spor servisinden yakinen tanıdığı dostları için spor yazarlığı teklifimi kabul etmişti. Kendisi söylememekle beraber sonra ki günler de duydum ki, Hürriyet, Günaydın ve Tercüman gibi gazetelerden de yazma teklifi almış fakat sağ olsun bizi tercih yapmıştı. Her ikisini de rahmetle andığım spor servisi şefimiz Kenan Şengül ve müdürümüz Namık Sevik’le Şenol Birol’un gazetemize maç yorumu yazması için görüştüğümü ve olumlu yanıt aldığımı söyleyince “ Çok güzel bir haber bu. Bizde Şenol Birol gibi Türk futbolunda kendini kabul ettirmiş bir kişiyle aynı kadro da çalışmaktan mutlu olacağız” demişlerdi. Bu konuşmamızdan bir gün sonra Milliyet’in birinci ve spor sayfasından “Şenol Birol Milliyet’te” resimli tanıtımını yaptılar. Birinci ligde ilk defa Rizespor, ilk maçını seyircisinin önünde Beşiktaş’la oynayacaktı. O yıllarda gazeteler ile TRT televizyonu ve radyosu dışında ne televizyonlar ne de radyolar vardı. O GÜN GAZETEM RİZE’DE YOK SATTI Maçın oynanacağı Pazar günü Milliyet’te “Rizespor-Beşiktaş maçının yorum ve yazıları İlker Ateş, Şenol Birol ve Selahattin Bakır’ın kaleminden yarın Milliyet’te…” tanıtım yazısı çıkmıştı. Rizespor çok güzel bir oyunla Beşiktaş’ı 2-1 mağlup etmişti. Normalde şehir merkezine 500 adet gelen milliyet gazetesi talebim üzerine o gün 1750 adet gelmişti. Birinci ligde ilk defa Rizespor ile ilgili çıkacak yazımdan çok Şenol Birol’un yazısını merak ediyordum. Çünkü Trabzonspor, Orduspor ve Samsunspor birinci ligde yapmış oldukları bazı maçlarda maç yazıları ve maçlarla ilgili haberler yazmıştım. Bunun için olacak ki, kendi yazımdan çok Şenol ağabeyin yazını merak ediyordum. Sadece ben mi değil tabii ki. O gün gazete bayilerinin önünde uzun kuyruklar adeta gazete okurları bir milliyet almak için yarışıyordu. Bir saat içerisin de milliyet bütün gazete bayilerin de yok sattı. O gün elinde milliyet gazetesi olan onlarca kişiye sordum. “ Neden Milliyet’te bir başka gazete değil “ diye. Aldığım yanıtlar esprili bir şekilde birbirine çok yakındı. “ Senin yazını okumak için değil Şenol Birol’un yazısını okumak için milliyet aldık.“ Aldığım bu yanıtlar beni bir yerde çok mutlu etmişti. Çünkü Senol ağabeye yazı yazdırma fikri benden doğmuştu. Şenol Birol sadece Rizespor maçlarına değil Trabzonspor’un kendi sahasında da oynadığı maçlarda uzun yıllar yorumlarıyla spor yazarlığı yapmıştı. Büyük bir okuyucu kitlesi vardı. Milliyet’ten ayrıldıktan sonra hiçbir gazete de yazmadı. Kendisine sormayı çok istediğim “ neden yazmıyorsunuz ? “ sorusunu aradan uzun yıllar geçmesine rağmen sorma cesareti bulamadım kendimde. Çünkü Milliyet’te ben onu yalnız bırakmıştım. Birçok gazeteci gibi bende Güneş gazetesine transfer olmuştum. Benim kendisine böyle bir soru yöneltmem durumun da aynı soruyu bir fazlasıyla bana soracağından çok emin olduğum için bu soruyu soramıyorum hala kendisine.
ONUNLA AYNI GAZETEDE ÇALIŞMAK GÜZELDİ Türk futboluna futbolcu ve teknik direktör olarak hizmet vermenin yanı sıra bir spor yazarı kimliği ile de hizmetlerin en güzelini verdiğine bu görevi başarılı bir şekilde yaptığına inanmış bir kişi olarak yazımı tamamlamak istiyorum. Şenol ağabey ile aynı gazetede yazı yazmanın mutluluğunu ve keyfin yaşamış bir kişi olarak bu konuda kendimi şanslı kabul ediyorum. Uzun ve sağlıklı yaşamlar diliyorum. Kal sağlıcakla Şenol ağabey. Fatih Sultan KAR / İST