Erkan HACIFAZLIOĞLU
Deli Balın Üretim Alanı
Deli Bal Kaçkar Dağları’nın 2bin ila 3 bin932 rakımlı eteklerinde üretilir. Kaçkar Dağları Rize Artvin arasındaki beş sıralı dağdan oluşur. Bu dağlara yörede “Beş Kardeş Dağları” da denir. Kaçkar Dağları’nda 10 binden fazla çiçek türü vardır ve bu sayı dünyadaki çiçek türlerinin üçte ikisine tekabül eder.
Bal Nasıl Yapılır
Arı için çiçek, bal demektir.
Arı, kovandan çıktıktan sonra 10 kilometrekare alanda çiçeklerden nektarın alır. Nektar döllenme zorunluluğu olan bitkilerde çiçeklerin ürettiği, şeker bakımından zengin, arıların bal yapmak için başvurduğu ana sıvıdır. Nektar, çiçeğin taç, çanak ve çiçek örtüsü yapraklarında bulunur. Arı çiçekten çiçeğe konarak bal yapmak için nektarını alırken bitkiler arasında döllenmeyi de sağlar. Albert Einstein, arılar yeryüzünden kaybolursa, bitkilerde döllenme olamayacağı ve insanın ancak 4 yıl kadar yaşayabileceğini söylemiştir.
Bir arı önce çiçeği algılar ve sonrasında çiçeğe giderek çiçekteki nektarını midesine depolar. Akabinde kovana yolculuk başlar. Kovana dönünceye kadar midede depoladığı balın ana maddesi nektar, arılara özgü invertaz enzimi işlemi sonucunda bala dönüşür. Arı, bir damla bal için 120 bin çiçeğe konar. Bir bal arısı günde ortalama 500 çiçeğe gider, 50 km’ye kadar hız yapabilir, dakikada 11 bin 400 kanat çırpar.
Bal arısı kovandaki yaşamıyla birlikte ancak 5-6 hafta yaşar ve yaşamı boyunca bir damla bal yapabilir. Bir kilo bal üretmek için 40 bin arının 6 milyon kez çiçeğe konması gerekir. Başka bir hesapla bir kilo bal için dünyanın çevresini 6 kez kat edecek yol giderler (yaklaşık 240 bin km).
Deli Bal Hangi Çiçekten Olur
Kovanın konduğu alanda hangi tür çiçek bolca varsa arı ağırlıklı olarak o çiçeğin nektarınını alır ve balın rengi, kokusu ve tadı ona göre oluşur. Deli bal kestane balı değildir, komar çiçeğinden olur. Rize’de komar çiçeği (rhododendron, dağ/orman gülü) olarak bilinen çiçek yüksek yerlerde yetişir. Rhododendron familyasının dünya da 750’den fazla türü vardır. Bu familyanın zehir içeren ponticum (mor renkli olan) ile flavum (sarı renkli olan) türü Doğu Karadeniz Bölgesinde bulunur.
Arılar, komar çiçeğinden aldığı nektarın içindeki grayanotoksini metabolizmalarında yok edemezler ve direk bala karışır. Bu grayanotoksin vücuda direk etki eden bir çeşit zehirdir.
Deli Balın Etkisi
Deli Bal yenmesinden birkaç dakika ile bir kaç saat içerisinde; şuur kaybı, cilt ve boğazda yanma hissi, tükürük salgısında artış, ağız ve burunda kaşınma, kaslarda gevşeme, halsizlik, bulantı, kusma, görme bulanıklığı veya geçici körlük, idrar ve gaita kaçırma ve şiddetli tansiyon düşmesi sonucu ölüme sebebiyet verebilir.
Komar çiçeğinden olan deli bal kahverengi bir renkte olup geç şekerlenir. Şeker sindirim sisteminde bir değişime uğrayarak kana karıştığı halde bal ise çok hızlı bir şekilde kana karışır. Deli baldaki zehir etkisi bal durdukça kaybolur. Bu nedenle deli bal taze olarak tüketildiğinde zehir etkisini kısa sürede gösterir.
Komar Bitkisinin çiçeği gibi yaprakları da zehirlidir. Yapraklarını yiyen hayvanlarda aynı şekilde zehirlenir. Doğada otlayan keçi, inek ve danalarda zehirlenme olayı sıklıkla görülür.
Deli Balın Tarihi Önemi
Balla ilgili yazılı kayıtlar MÖ 400’lu yıllara kadar gider. Sokrates’in öğrencisi Xenopen (430-354) hem bir tarihçi hem de Yunan Ordusunda komutandır. Xenopen, İran’da yapılan savaş sonrasında on bin kişilik Yunan Ordusunun yenildiğini ve dağılarak Doğu Karadeniz’e kaçtığını ve bu bölgede bolca bulunan balla beslendiğini ve sonrasında askerlerde bilinç kaybı, kusma ve ishal görüldüğünü yazmıştır.
Xenopen devamında; “bu balın bir tadımlık kadarı, körkütük sarhoştan farksız bir etki; daha fazla miktarı ise delilik benzeri bir krize sebep olmuştu…” diye bahseder.
Ünlü Yunanlı filozof Aristo’ya (MÖ 384-322) ait olduğu söylenen Mirabilibus Auscultationibus isimli yapıtta da deli bala ilişkin bilgiler vardır. Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki bu balın sağlıklı adamı deliye çevirdiğini, sara hastalarını ise iyileştirdiğini yazar.
İlk Coğrafyacı Amasyalı Strabo (MÖ 64- MS 24) ise Coğrafya adlı ünlü kitabında Romalı üç bölük askerin Doğu Karadeniz yerlileri tarafından deli balla kurulan tuzakla nasıl etkisiz hale getirildiğini yazar.
Strabo, yerli halkın ağaçların dallarına yerleştirdikleri bal kovanlarından aldıkları balları kaplara doldurarak düşman askerlerinin geçeceği yolların kenarına koyduklarını ve düşman askerlerinin balı yemeleri üzerine bilinçlerini kaybettiklerini, bunun üzerine yerli halkın düşmanlara saldırıp yendiklerini yazar.
İşte bu olay deli balın ilk kez bir savaşta biyolojik silah olarak kullanıldığını gösterir.
Deli Balın Faydaları
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde özellikle de Rize’de üretilen bu balın az tüketilmek kaydıyla saymakla bitmeyen bin bir faydası olduğunu da söyleyelim. Örneğin, sinir bozukluğuna, şeker hastalığına, bağışıklık sisteminin güçlenmesine, yüksek tansiyon sorununa ve sindirim sistemi hastalıklarına iyi geldiği bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur.
Son olarak Doğu Karadeniz Bölgesi ve özellikle Rize’mizde üretilen birçok bal çeşidinin yanında deli balın öneminin bir başka olduğunu vurgulamak istedim.
Türkiye’mizin her bölgesinin birbirinden güzel değerlerini bu topraklar üzerinde yaşayan her ferdin bilmesi ümidiyle…
Erkan HACIFAZLIOĞLU: Rize’de doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Rize’de tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden mezun oldu. Aynı Üniversitede Siyaset Bilimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans yaparak “Siyaset Bilim Uzmanı” ünvanını aldı. Yine aynı Üniversitede Yönetim Bilimi kürsüsünde doktora çalışmasında bulundu.