Erkan Hacıfazlıoğlu
Dünyada ve Ülkemizde Su
Dünyanın dörtte üçü sularla kaplıdır. Yeryüzündeki suların 97,6’sı tuzlu, geri kalan kısmı ise tatlı sulardan oluşur. 2,4 olan tatlı suların yaklaşık 0,70’i içilebilir sudur. Suyun kıymetini susuzluğu yaşamadan bilmeliyiz. Şimdi Ülkemiz, Doğu Karadeniz ve Rize’deki su durumuna kısaca bakalım: Ülkemizde 26 “su havzası” vardır. Fırat ve Dicle Havzaları ülkemizdeki su potansiyelinin yaklaşık yüzde 30 ‘nu oluşturur. Doğu Karadeniz Su Havzası ise yüzde 8’ni oluşturmaktadır. Herkesin bildiğinin aksine ülkemiz su kaynakları açısından zengin değildir. Hatta kimyasal ilaçlamalar nedeniyle su kirlenmesi önemli bir sorundur.
Doğu Karadeniz’deki Su Havzaları
Doğu Karadeniz Su Havzası; Melet Çayı, Pazar Çayı, Harşit Çayı, Karadere, Fırtına Deresi gibi birbirine paralel uzanan akarsulardan oluşur. Doğu Karadeniz yıllık ortalama yağışın en çok olduğu bölgedir.
En Çok Yağış Rize’ye Düşer
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 1916-2016 arası ortalama verilerine göre; Rize’ye 2304 milimetre (1 m2’ye 1 kg.lık yağış 1 mm’dır), Artvin’e 702,2 mm, Trabzon’a 818,8 mm, Giresun’a bin 288,4 mm, Ordu’ya 1042,2 mm, Gümüşhane’ye 464,2 mm, Bayburt’a 440,8 mm yağış düştü. Rize’ye en çok yağış Ekim ayında yağar. Ülkemize yılda ortalama 600-700 mm yağış düşmekteyken Rize’ye bunun 3-4 katı yağış düşer. Rize sadece Türkiye’nin değil bulunduğumuz coğrafyanın da en çok yağış alan ilidir. Rize’de; yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 172,5, güneşlenme süresi ise 49,4 gündür. Rize’de yıllık ortalama sıcaklık +14 derecenin altına düşmez. Bu iklim özellikleri Rize’de mandalina, portakal, limon gibi Akdeniz Bölgesi ürünlerinin yetişmesini sağlar. Su ile ilgili düzenlenen bilimsel kongrelerde Dünya’da önümüzdeki on yıllarda önemli su sıkıntısı yaşanacağı hatta su yüzünden savaşlar çıkacağı yönünde tartışmalar yapılmaktadır. Tarihte iklim değişikliklerinin yol açtığı kıtlık dolaysıyla çıkan isyanlar, yıkılan devletler ve kaybolan uygarlıklar vardır.
Sonuç
Bu yazı ile su ve Rize konusuna dikkat çekmek istedim. Yeşil ve mavinin ahenkle bir arada olduğu, batılı turistlerin harika, müthiş, olağanüstü bir tabiat diyerek kendini kaybettiği bir bölgede yaşıyoruz. İlimizin müdavimleri olan Arap turistler ise Rize’yi; üzerlerine gökten bol yağmurların indirildiği, ayakların altından ırmakların aktığı “Cennet”e benzetirler.
İnsan sürekli bu güzellik içinde yaşayınca güzelliğin farkına varamayabilir. Böyle farklı bir ilde şanslı bireyler olarak yaşadığımızı bilmemiz ümidiyle…