Fikret KARABULUT
RİZE: Eğitim İş Rize Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada öğrencilerin seçmeli dersler konusunda zorlanmaması gerektiği belirtildi.
Yapılan açıklamada “Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin istiklali ve istikbali için olmazsa olmaz ulusal eğitimimizi, pedagojinin ve evrensel bilim normlarının dışına çıkartılma gayreti; afet var, salgın var demeden, bu kez de seçmeli dersler üzerinden raftan indirilen eski bir çabanın, yenilenmiş versiyonuyla tekrar yürütülmektedir. Bilindiği üzere 4-11 arası tüm sınıflarda okuyan öğrencilerin alacağı derslerin, 4-22 Ocak tarihleri arasında belirlenmesi gerekmektedir. Sendikamızın ulaştığı MEB'in iç yazışmalarında görülmüştür ki, öğrencilerin ilgi ve istidatları doğrultusunda istediği dersleri seçme özgürlükleri çeşitli bahanelerle engellenmeye çalışılmaktadır. Bazı Milli Eğitim Müdürlüklerinden İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine, İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinden de Okul Müdürlerine gönderilen talimatta, öğrencilere ve velilere fikirleri sorulmadan öğretmen eksikliği vb. bahaneler gösterilerek, ya da gayri bilimsel güdüleme yaparak, sadece talimat içeriğinde bulunan ders seçimlerinin yaptırılması istenmektedir. Bu sözde ders seçimlerinde özellikle Dini Bilgiler derslerinin seçilmesi için ilçe müdürlerine büyük rol düştüğünün altı çizilmektedir. İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin de bu talimatı görev kabul edip, okul müdürlerine seçmeli derslerde nasıl dayatma yapacaklarına dair sunum hazırlamış olduğu da sendikamızın eline geçen belgelerden anlaşılmaktadır. Bununla da yetinmeyip il ve ilçelerde müftüler devreye sokularak, Cuma namazı hutbelerinden hangi seçmeli derslerin seçilmesi gerektiğine dair vaazlarla veli ve öğrencilere telkin yapılmıştır. Milli Eğitimin geldiği bu durumdan haberdar ise . Ziya Selçuk Milli Eğitim Bakanı ve bir eğitim bilimci olarak öncelikle kendine nasıl izah ettiğini bizlere de açıklamalıdır. Daha önceki senelerden de bildiğimiz, kamuoyuna ifşa ederek ve yargıya taşıyarak mücadele ettiğimiz yönetmeliğe aykırı bu dayatma için belli ki bu yıl daha da çok uğraşılmaktadır. Talimatnamelerde, ilgili STK'ların da sürece katılmasının sağlanması gerektiğine dair not düşülerek, dernek/vakıf adı altında eğitime yine arka bahçeden girilmeye çalışıldığı görülmektedir. Belli ki dayatılan derslerden başka dersleri almayı talep edecek çocuklarımıza yine " Bu dersi verecek öğretmen yok." bahanesi, tozlu raflardan çıkarılıp hazırda bekletilmektedir. Bilinsin ki biz bu filmi daha önce izledik ve mücadelemizle vizyondan kaldırdık! Tekrar sahnelenmemesi için mücadele edeceğiz! . Daha önce de anlattığımız üzere seçmeli derslerdeki bu dayatma, zincirleme bir mağduriyet, büyüyen bir tahribat yaratmaktadır: Birçok öğrenci okul yönetimiyle ters düşmemek için bu dayatmalara uymak zorunda kalmaktadır. Öğrencilerimiz kendilerine hayati derecede fayda sağlayacak dersleri alamamaktadır.
Velilere sadece müşteri gözüyle bakanlar, seçmeli derslerin belirlenme sürecinde de velileri ekarte etmektedir. Normalde okullara girmesine izin verilmemesi gerekenler, STK adı altında okullara enjekte edilmek istenmektedir. Bu dayatmalar, okullardaki norm dengesini alt üst ederek eğitim emekçilerini de mağdur etmektedir” denildi.
Açıklamada “Bilimlerle/sanatla/sporla/yabancı dillerle ilgili ders öğretmenleri bulunamamakta ve bu branşlarda yeni mezun öğretmenler de atanamamaktadır. Bu haksızlık karşısında bahsettiğimiz ilgili branşlardan mezun öğretmenlerimiz umutsuzluğa sürüklenmektedir. Bu büyük haksızlık ortadayken, öğrenci ve velileri seçeneksiz bırakarak zorla seçtirilen seçmeli (!) derslerle saati arttırılan din eğitimi derslerinin işlenmesi için öğretmen olmayan, din görevlerinin derslere girmesi bile sağlanmaktadır. Sendika olarak bu hukuksuz talimatlara ilk ulaştığımız andan itibaren gösterdiğimiz yüksek tepkiyle, Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne geri adım attırmış bulunmaktayız. Şimdi sıra tüm Türkiye'de! Eğitim-İş olarak uyarıyoruz: “Çocukların zihinsel yönelim ve becerilerine göre bir eğitimden geçmelerini sağlayacak sistem." lafını sürekli ifade eden Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, başında olduğu Bakanlıkta kendi söylemiyle bu kadar çelişen bir uygulamanın nasıl olduğunu kamuoyuna açıklamalıdır. Eğer konuşmalarındaki ‘çağdaşlık’ vurgusunda samimi ise, derhal harekete geçmeli, seçmeli derslerle tüm okulları imam hatipleştirmeye çalışan bu yöneticilere yönelik idari soruşturma başlatmalıdır. Altını çiziyoruz: Seçmeli dersi belirleme süreci, velinin bilgisi dahilinde, öğrenci tarafından yapılır. Buradaki asıl amaç, öğrencinin kendini keşfetmesi, kendi ilgili olduğu alanda donanımlı hale gelmesidir. Bu tercihi özgürce yaptığı müddetçe hiç bir sorun yoktur. Ülkenin geleceğini doğrudan ilgilendiren bu konu, kendi ikbalinden başka bir şey düşünmeyen, eğitimi zerre umursamayan bazı müdürlerin, koltuğunu sağlamlaştırmak için yırtınmalarına kurban ettirmeyeceğimiz bilinmelidir! Konunun Türkiye'nin her ilinde takipçisi olduğumuzu, dayatmanın devreye sokulduğu her yerde doğrusunu anlatacağımızı, mücadele edeceğimizi, gerekirse hukuki yollara başvuracağımızı ilan ediyoruz” denildi.