Tarihi kültürümüz olan binalar, dokumacılık ve yöresel yemeklerimiz son yıllarda yaşatılmaya başlandı.
Mustafa BAYRAK
RİZE: Tarihi kültürümüzü çeşitli bölgelerde yaşamaya devam ederken son yıllarda kültürümüzün yaşatılması için yöresel mimariye ağırlık verildi.
KONAKLAR: Yerel mimarının örneklerini birçok yerde görmek mümkün. Günümüzde en açık örnekleri Fındıklı ilçesi Çağlayan Köyü ve Çamlıhemşin ilçesi Konaklar Mahallesi’nde bulunmakta. Bu bölgelerde bulunan tarih kokan mimarı özellikleri, bölge halkını gösteren konaklar; tarihten günümüze yaşatılan birer eser olarak bulunmakta. Son yıllarda hükümetin aldığı karar ile yöresel mimari kamu kurumlarında uygulanmaya başlandı.
SERENDER: Rize tarihine ışık tutan, Rize’nin geçmişte olmazsa olmazlarından olan Serender( Nayla) tarih boyunca insanların kileri, buzdolabı, kışlık yiyeceklerinin saklandığı depo olarak bilinir. Günümüzde halen yüksek kesimlerde kullanımda olan serenderler, 4 ayak üzerinde kurulan tekerlekler üzerine inşa edilmiş olup üzerleri saclar ile kapatılırdı. Fare ve kemirgen hayvanların çıkmasını engellemek, kuş türlerinin ise depo içine girmemesi için ince parmaklıklar ile serenderin belli bölümleri çevrilirdi. Merdiven ile çıkılan depo kısmına ulaşmak için ahşaptan yapılmış olan merdivenlerle çıkılır, insanlar işlerini bitirdikten sonra ise merdiven yükseğe kaldırılarak kedi, fare vb. türdeki hayvanların çıkması engellenirdi. Serenderler’in alt kısmı ise kış aylarında odun kesimi için kullanılırdı. Serenderlerin balkonlarında ise biber, hurma, karayemiş kurusu, mısır kurutulmak üzere asılırdı.
ŞELALELER: Yapısı itibariyle dağlık bir alanda olması nedeniyle sarp kayalardan ve engebeli araziden oluşan Rize’de 10 tane şelale bulunmakta. Bunlar Ağaran Şelalesi, Akirgel, Bulut, Cimil, Çağlayan, Çopanı, Eğvane, Gelintülü, Manle ve Palovit şelalesi turistlerin ilgisini çeken şelalelerden.Bu şelalelerin yanında kurulan bazılar tesisler yerli ve yabancı turistlere hizmet vermekte.
DOKUMACILIK:Rize’nin tarihini yansıtan dokumacılık 100 yıl öncesine dayanır. Yıllar öncesinde bölgede yetiştirilen kendirden elde edilen iplikler ile dokumacılık gelişmiş ve Rize bezi, ( peştamal, dolaylık, entari) gibi çeşitli giyecek elbiseler yapıldı. Dokuma tezgâhlarında yapılan elbiseler vücudun terini çektiği gibi insan sağlığı içinde önemliydi. Dokuma tezgâhlarının son yıllarda yaygın hale getirilmesi ile bazı bölgelerde yöresel ürünler dokunmaya başladı. Gündoğdu Bölgesi’nde kurulan tezgâhlar ile İyidere’de kurulan dokuma tezgâhlarında birçok insan çalışarak yöresel ürünler üretmeye devam ediyor. Rize bezi dokumacılığı ise son yıllarda gelişmeye başladı. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken yöresel kıyafet ve Rize bezleri yurdun her köşesine olduğu kadar dış ülkelere de gitmekte.
EL SANATLARI:
BAKIRCILIK: El sanatları konusunda maharetli ellere sahip olan Rizeliler; bakırcılık, hasır örme, çorap örme, ağaç işçiliği gibi çeşitli dallarda ustalıklarını ispatladı. Bakır işçiliği bugün daha çok turistlere yönelik yapılmakta. Gerek biçim gerek dövme sanatı açısından komşu illerde ki uygulamalardan farklılık göstermekte. Bakır ince hesaplar ile işlenerek güğüm, kazan ve ibrik gibi çeşitli ürünler üretilir.
Hasır örme:1920’li yıllarda mısır koçanlarının yaprakları alınarak ısıtılıp hasır örücülüğü yapılırdı. Bu hasır örücülüğünde iskemle, sandalye örme işlemleri uygulanırdı. Yine bölgede taze yabani fındıklar kesilerek bunların gövde kabukları çıkartılıp sepet, karnalı ( El sepeti) örmeleri yapılarak pazar yerlerinde satılıp ek gelir elde edilirdi.
Arazinin engebeli olması nedeniyle pazar yerlerinde satılan ve köylerde yaşlı insanların yaptığı sepetler yük taşımacılığında kullanılırdı. Genelde odun, mısır ve değişik yükler için kullanılan sepetler, şehir alış verişlerinde insanların sırtında semer gibiydi. 1970’li yıllar öncesinde köy kadınlarının semeri olan sepetler bugün turistik amaçlı yapılıp satılmakta.
YEMEK KÜLTÜRÜ: Yemek kültürü zengin olan Rize’de tarih boyunca bir gelenek haline gelen mısır ekmeği, hamsi koli, muhlama, sarma, vurma lahana, pepeçura, enişte lokumu, laz böreği gibi çok sayıda yemek ve tatlı türü bulunmakta. hamsi koli ve hamsiden yapılan hamsili pilav ile birlikte hamsiden çeşitli yiyecekler yapılmakta.
Muhlama ise mısır unu, tereyağı, yöresel deyim ile minci( peynir) ile yapılır. Yörede muhlama çeşitlendirilerek yapılmakta. Laz Bölgesi’nde peynir ve tereyağından yapılan muhlama batı bölgesinde değişmekte.
Vurma Lahana: Karalahana, elle bükülerek doğrandıktan sonra kaynatılır ve içine mısır unu, korkota, iç yağı, tuz, biber ve su katılarak ahşap kepçe ile vurularak ezilir. Katı olana kadar vurulan lahana karıştırılarak muhallebi kıvamına getirilir.
Enişte lokumu: Tarihi olan bir gelenek, geçmişte yeni evli gençler kız tarafına gittiğinde enişte lokumu sunulur. Hamur işi tatlı olarak bilinen enişte lokumu damadın her kaynanaya gidişinde bohça olarak yapılıp damada ikramı olur.
Mısır ekmeği: Yöresel değirmenlerde mısırların öğütülmesi, su ve tuz katılımı ile elle yoğrulan tarihi geçmişi olan pilekilere hamur halinde konmasından sonra üzerine ateş yakılarak yörenin yıllardır yiyeceği olan mısır ekmeği yapılırdı. Günümüzde halen çeşitli restoran ve lokantalarda fırınlarda pişirilerek ikram edilir.
Muhlama: Değişik kültürlere sahip, Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Ç.Hemşin ve Hemşin bölgelerinde tereyağının tavaya ısıtılmasının ardından yaylalardan getirilen peynir doğranarak tavaya atılır ve iyice ısıtıldıktan sonra hoş bir tat ile sofralara sunulur. Batı bölgelerinde ise Çayeli, Merkez, İyidere, Derepazarı, Kalkandere ve İkizdere bölgelerinde ise mısır unu, peynir ve tereyağından yapılır.
Turşu Tavası: Yöresel yiyeceklerden olan ve bölgede çeşitli isimlerin verildiği turşu tavası bazı bölgelerde kavrunti olarak bilinmekte. Fasulyelerin salamuradan çıkartılmasının ardından elle sıkılıp içine soğan ve sarımsak katılıp tencerede iyice pişirilmesi ile hoş bir yemek meydana gelir.
Laz böreği: Genelde Rize’nin doğu ilçelerinde tatlı olarak kullanılan ‘laz böreği’ muhallebi, buğday unu, şeker, az tuz, yumurta ve süt karışımından yapılır. Baklava tipinde yufkaların açılmasının ardından tepsiye önce 4 adet yufka serilir, üzerine muhallebi yayılır, 6 adet daha yufka serildikten sonra, tereyağı eritilip üzerine dökülür, kesilip fırına verilir.
Pepeçura: Siyah üzümden yapılır, siyah üzümün ezilerek suyunun alınmasından sonra içine un katılması ile kaynatılır ve ortaya tadı hoş, bir yiyecek çıkar. Genellikte ramazan aylarında iftar sofralarının olmazsa olmaz tatlılarındandır.
YARIN: Rafting ve Kaplıcalar