Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce, bir şehrin marka şehir olması için 3 temel noktada, maksimum seviyede olması gerektiğini vurguladı. Yüce, “Şehirler ürünleri ile eğitim kurumları ile spor faaliyetleri ile markalaşır. Şehirlerin markalaşması için o şehirdeki üniversitenin tercih edilebilir olmalıdır. Eğer bir şehir üniversite öğrencileri tarafından tercih ediliyorsa, üniversite o şehri marka haline getirmiştir. Bizim ismimiz zaten dünya markası; Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi. Ben Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi kurulmadan önce okutman olarak Çay Eksperliği bölümde çalışmış birisiyim. Hiçbir zaman ilim yuvalarından eksik kalmadık. Bundan sonra da kurum olarak üniversitemize tam destek vererek şehrimizi bir dünya markası yapması konusunda elimizden geleni yapacağız. Bir şehrin marka olmasındaki ikinci unsur sporudur. Şehirler sporları ile ön plana çıkarlar. Bugün dünyada Barcelona ve Liverpool gibi şehirler spor sayesinde ön plana çıkıyor. Bizim Çaykur Rizespor'umuzun da en üste olması için ne gerekiyorsa yapacağız. Çaykur Rizespor bizim için olmazsa olmazdır. Bu markayı hem Türkiye'deki en önemli noktalara hem de dünya seviyesine çıkarmaya çalışacağız. Yurtdışına çıkan insanların bileceği bir durum vardır. Oralarda bize ülkeyi çok bilmeseler bile Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi ve Galatasaray'ı soruyorlar. Biz artık yurtdışında bu takımların yanında Çaykur Rizespor'un da merak edilip sorulması için çalışacağız. Son olarak ise bir şehrin marka olabilmesi için ekonomik olarak önemli bir güce sahip olması lazımdır. O marka tarım veya sanayi sektöründe olabilir. Aydın denilince akla incir, Kayseri denilince akla pastırma, Malatya denilince akla kayısı gelir. Rize denilince de akla çay gelir. Şehirleri ön plana çıkaran ürünler vardır. Çayımızın marka değerini koruyarak daha ilerilere taşıyacağız. Bunun yanında bir diğer markamız da Çaykur'dur. Biz çayımızı artık kendi sınırlarımızdan dünyaya taşımamız gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
‘Çayda emeklilik olmaz'
Dünyada takriben 2 milyon ton civarında çay üretimi yapıldığını hatırlatan Yüce, şunları söyledi: “Türkiye 250 bin ton çay üretimi ile Çin, Hindistan, Sri Lanka ve Kenya'nın ardından dünyada 5'inci sırada yer almaktadır. Dünyada çay tarımı daha çok ekvator ve ekvatora yakın çevrelerde yapılıyor. Biz bunların yanında kuzeyde yer alıyoruz ve bunun bize sağladı avantajlar var. Bizim çayımızın üzerine kar düşüyor. Bu avantaj bize kalitemizdeki farkı ortaya koymamıza yol açmıştır. Aynı zamanda doğal, çok duru ve saf olmanın farkını ortaya koymuştur. Türkiye hemen hemen tarımsal ve kimyasal ilaç kullanmayan tek ülkedir. Bugün dünyada üretim ve tüketimde üzerinde en çok durulan nokta, kimyasal kullanımını en aza indirmektir. Dünyada çok ciddi bir şekilde doğal ve organik ürünlere talep artıyor. Çay konusunda bu yöndeki talepleri biz karşılamak istiyoruz. Çaya emeği geçen özel ve kamu sektöründe çalışmış, çaya hizmet etmiş herkes başımın tacıdır. Hayırlı hizmet yapanları her zaman takdirle yad ediyoruz. Çayda emeklilik olmaz. Biz çalışır, çayımızı içeriz. Çaykur ile birlikte özel sektöründe çayı en pik noktasına taşıması konusunda çalışması gerekiyor. Sadece senin iyi olman yetmez, komşularında iyi olacak. Bu sektörde yer alan herkesin en iyisi olması gerekiyor. Biz Çaykur olarak özel sektöre de katkı sağlamayı çaya olan bir görevimiz olarak görüyoruz.”