1992 yılından beri Çaykur un çeşitli kademelerinde görev yapan, kişilik olarak alçak gönüllü, belki yüz ifadeleri ile sevimsiz ancak bilgi ve becerileri ile işi bilen, kurumun çok iyi bilen, Yusuf Ziya Alım yüz şekline aldanmadan kişilik olarak ve işi bilen bir kişi olarak uzun süre vekâleten yürüttüğü Kurumu belli bir yerlere getirdi.
Kendisi ile çalıştığımız bu sürede onu iyi tanıdığımı düşünüyorum, belki yüzü güler bir yüz değil, belki biraz cimri, ancak devletin ve bu milletin kapısı olan Çaykur u daha iyi başka bir kişi yönetemezdi. Yaptığı hamleler, üretici üzerine verdiği intiba bizim için önemli.
Gecesini gündüzüne katarak Çay kampanyası döneminde makamında oturmayarak, bütün çay fabrikalarını gezip, işletmeden idare şekline kadar fabrikalara talimat vererek üreticinin çayının elinde kalmaması için randevu sisteminde değişiklik yaparak çay üreticini rahatlatan kararlar alan Alim bence çok fazla bekletildi.
Kardeşinin iktidar partisinin il başkanı olması belki de asaleten atanmayı geciktirdi, elbette Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan kardeşinin il başkanı olması nedeniyle tepki almamak için Yusuf Ziya Alım in atanmasını geciktirdi.
Tüm kamuoyu, siyasi partiler ve STK ların desteklediği Yusuf Ziya Alım in atanmasına ilk muhalefet partisi CHP olumlu mesajla kutlama yaptı.
Art arda gelen olumlu mesajlar Yusuf Ziya Alim için olumlu bir not idi, kolay kolay kardeşinin parti başkanı olduğu bir ilde Genel Müdürlük koltuğuna oturmak her kişinin harcı değil.
Bir gazeteci olarak Yusuf Ziya Alım i her aradığımda toplantıda olsa bile mutlaka telefonumuza bakmış ve kurum ile ilgili sorduğumuz sorulara cevap vermiştir.
Alim in atanması ile kurumun önü açıldı, öncelikle OSB de kurulan Çöp fabrikasından Ekstrakt üretimi ile iyi bir adım atıldı, Çay satış mağazalarının açılması, en önemlisi ise kurumun ekonomik durumu düşünülerek giderlerin azaltılması önemli adımlardan biridir.
Elbette ki bir gazeteci olarak beklentimiz var, bu beklentilerimiz arasında DİDİ fabrikasının kurulması mutlaka gerçekleştirilmeli, bunun yanında ürün fazlalığımızın Japonya da olduğu gibi içecek olarak üretilmesi.
DİDİ nin ardından soğuk çay sanayi mutlaka hayata geçirilmeli, biliyoruz ki Çaykur üreticiden aldığı ürünün bir ay sonra ödemesini yapmakta ve mali küflet altına girmekte, özel sektörlere satışı yapılan kuru çayın üretici üzerine satışı mutlaka gerçekleşmeli, Özel sektörlerin kendi paketi ile piyasa ya sürdüğü çayın kuruma mutlaka zararı vardır, malum içinde başka ürün katılmadığını kimse bilemez, bunun doğal yolu çay sezonunda özel sektöre satış fiyatında üreticiye yaş çay karşılığı kuru çay satışı yapılmalı.
Yaşlanan çay bahçelerinin mutlaka yenilenmesi gerekmektedir, bu konuda Çaykur un hayata geçirmesi gereken projeler mutlaka olacaktır. Hepimiz biliyoruz ki çay üreticileri yeni alanlar açarak çay bahçeleri yapmakta. Bu da kapasite artırımını gerektirecektir, belki bugün değil ancak birkaç yıl içinde “ Çayımız elimizde kaldı” seslerini duymaya başlayacağız.
Asalet ne kadar önemli ise bunun sorumluluğu da o kadar fazladır, Yusuf Ziya Alim in işinin o kadar kolay olmadığını biliyoruz. En azından yetişkin bir eleman ve ufku açık kişiliğe sahip, yine BEN demeyen, BİZ diyen bir kişilik sahibi, inanıyorum ki Çaykur ile ilgili tüm projelere kulaklarını açacaktır.
Allah Yar ve yardımcısı olsun.