Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan her fırsatta halka yakın olun, onların arasında olun, onlarla dertleşin, uzak durmayın, onlara uzak duran bana uzak durur diyor.
Diyor, diyor ama kör ve sağırlar dinliyor
Kolay değil, 18 yıl halkın desteklemesi, kolay değil, dünyanın 5 in birden büyük olduğunu söylemek, kolay değil, Libya ya, Suriye ve çeşitli ülkelere asker göndermek, Kolay değil, binlerce kilometre yol etmek, kolay değil şehir hastaneleri yapmak, Ülkeyi Spor sahası yaparak Avrupa da birinci duruma getirmek, Kolay değil, sağlıkta geçmişte yaşanan sıkıntılardan uzak durmak, kolay değil dünyanın boyun eğdiği Korona virüse karşı ülkeyi ayakta tutmak.
Kolay değil terörle mücadelede başarılı olmak, bunların hiçbiri kolay değil, daha niceleri var, hele ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara rağmen ayakta durmayı başarmak. Kolay değil, insanları mutlu etmek.
Ülke istikrar yakaladığı gibi, dünyanın gözü bizde, silahlanmada önde gitmek yine kolay değil, geçmişte yukarıda saydıklarımın sıkıntılarını birlikte yaşadık. Yine bazı konularda sıkıntılar yaşıyoruz. Örneğin, pandemi döneminde BIK zorunlu tuttuğu 4 sigortalı çalıştırmak, Maliye alacaklarının tahsili, vergilerin ödenmesi, hadi pandemi olmaz ise bazı matbu işler yaparak ayakta durmayı becerirdik, tüm bizleri ilgilendiren iş yerleri kapalı ve akşama kadar sadece gazete ile ilgilenmek zorunda kalıyoruz, işte Cumhurbaşkanının el atması gereken konulardan biri bu, işler açılana kadar esnafa rahat nefes aldırmak, sigorta desteği vermek gibi.
Her esnafın bir derdi, bir tasası var, Cumhurbaşkanı ve ilgili bakanların bu konuya el atması gerek, bizim Ticaret odamız var, ağır bir adam, havalı bir adam, Esnaf Odalar birliği başkanımız var, Ziraat Odası başkanımız var,, VAR sadece,., bu VAR maçların VAR i gibi değil, bunlar ismen var.
Esnaf ne durumda, ne yer, ne içer, ne eder, hiç umurlarında değil, onların işi gücü kendilerinin işleri, esnaf ölmüş, kalmış, borçlanmış, sorun yaşıyormuş umurlarına değil. Kimisi palandöken de kayak yapıyor, kimisi ruhsatsız iş yerini markete vermek için yasal olmayan yolları deniyor. Onların derdi bu.
Ama bizim derdimiz, Benim bir ekmeğim varsa paylaşmak, olmayanla birlikte yemek, benim varsa komşumun da var olmasını sağlamak, tuzu kuru olanlara bunu anlatmak zor.
Dönelim Cumhurbaşkanının seslenişine, yukarıda belirttiğim gibi, Cumhurbaşkanı tek başına mücadele ediyor. Yanında görünen birçok kişi sadece kendi işlerini yürütmek için veya hava için yanında gözüküyor.
Cumhurbaşkanı seslenmiş, bu insanların bir kulağından giriyor, diğerinden çıkıyor, umurlarında değil, Haaa kimisi keseyi tamamlamış, doldurmuş, artık siyasetin içinde yer alsa da olur, almazsa da, Cumhurbaşkanı seslenmiş, uyarmış onların artık umurlarında değil.
Siyasette bezginlik diye bir kelime var, artık doyanlar siyasetten ayaklarını ve ellerini çekmeli, heyecan veren, heyecan ile çalışacak insanlara ihtiyaç var. Bu işi meslek gibi yapacak olan insanlar var, nasıl bizim mesleğimiz gazetecilik ise, siyaseti meslek edinenler var, artık doyanların aradan çekilmesi gerek. Cumhurbaşkanının sesine kulak vermek gerek.
Yıllarını bu mesleğe veren bir kişi olarak, günümüz siyasetine baktığımda severek çalışan pek az kişi olduğunu görüyorum. Nerede eski heyecan, eskilere heyecan vardı ancak günümüzde heyecan diye bir şey göremiyorum. Ya önlerini kapatanlar var, ya da bu işten doyanlar var.
Rize ye baktığımda Muhammet Avcı artık aday olmayacağım demesine rağmen heyecan ile çalışmakta, onun yanında son birkaç aydır il teşkilatının çalıştığını görmedim. Belki aday olmayacaklar ancak siyaseti aldığından iyi bırakacaksan ismin tarihe yazılır, geçmişten kötü isen, ismin lanetle anılır, bir işi ya yapacaksın, ya da yapmayarak yapana teslim edeceksin. Mevcut AK Parti içinde birkaç kişi dışında o makamı hak edenler olduğunu düşünmüyorum.