Hayatımızda değer verdiğimiz, kendilerini insan saydığımız, bazen oluyor,, şaka da olsa karşımıza kendisini insan yerine koyan, sadece görüntüsü ile insan olduğuna inandığımız ama hal ve hareketleri ile kendini beğenmişlik, dostluğu veya arkadaşlığı sadece menfaat üzerine kuran insanlar ile çevremiz maalesef dolu.
Bir zamanlar eski dönemlerde TV de bir çizgi film vardı,, DEĞERLİ,, hatırlayanlar olacaktır,, daha iyi hatırlamanız için Hiii,, hiiii, hiii diye gülerdi, Köpek ama bu bugün dost bildiğimiz köpeklerden daha şakacı köpek idi.
Bir şarkı var ya “Tut elimden kaldır beni” bunu yaptık, tuttuk, elinden, sonra kolundan, yürüttük, yürütürken, bir yandan da kaldırdık, düşündüm bu adam 5 vakit namaz kılıyor, Allah yolunda, adam bizi kullanıyor. Kıç sıkıştığında Mustafa, koltuğa oturduğunda Mustafa ortada yok.
Hadi iyi bir iş yapıyor dedik, 5 vakit namazda kılıyor, elinden tutalım,, destek olalım dedik, adam tam bir sahtekar, eski tanıdığım biri ama bu kadar insan çapını değiştirir mi, anlamış değilim.
Namazı kazaya bırakmayan bu ikiyüzlü, sahtekâr parayı da aynı şekilde kazaya bırakmıyor, hani derler ya cimri, bu cimri başka, bu her taraftan sıkıyor, bazı cimriler var eli cebine uzanmaz, hep birilerinin elinin cebine uzanmasını bekler, beklerken yalandan elini cebine tutar. Bu bizim ki adeta ellerini havaya kaldırıyor.
Biz insanları ya tanıyamıyoruz, ya da insanlar kendini gizliyor, bu cimri ve sahtekar gibi başka dinine Müslüman sahtekarlığına ise tam sahtekar pek az rastladım.
İnsanı tanımak için biraz masraf etmek gerek, biz çook masraf ettik, çok insanı tanımak için, ama her masraf bize fatura oldu.
Gerçek insanlar gerçek dost, gerçek değer verecekleri insanları ararlar, tabii belli bir kesim ile tanışırlar, ama kavun değil ki altını koklayasın da ne olduğunu anlayasın. Gel ki bu tür değersiz, kalitesiz insanların kıçını da koklasan o an parfüm sürmüştür.
Ne güzel dedi aşık Veysel,,
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yârim gara topraktır
Beyhûde dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim gara topraktır
Dost dediklerimizin veya değer verdiğimiz sahtekârların toprak ile işi yok, onlar dünyaya kazık çakmış ve kazığın üzerine oturmuş, o kazık onları dünyaya il ele bet tutacak. Ta ki kazık çürüyene kadar.
Bazen kendime kızıyorum, ama boşuna kızıyorum,, niye insanları tanımak önemli diye düşünüyorum, acaba insan mi bunlar, baktığımda insana benziyor, takım elbisesi var, normal selam veriyor, üstelik 5 vakit namaz kılıyor, bazı özel günlerde oruç tutuyor, yolda yürürken kimseye toslamıyor, demek beyni var, ama o beynin büyük bölümü hep cebine çalışıyor, işte burada değerli ve değersizleri anlamak o kadar zor olmuyor.
İnsan eşini, eşyasını, telefonunu, evini seçebiliyor,, ama maalesef dost ve arkadaşını seçtiğini sandığında işte orada aldanıyor.