Hepimiz hayatımızda seçtiğimiz dostlarımız arasında bazen hatalar yapıyoruz, yaptığımız hatalarımızın karşılığını “ DOST KAZIĞI” olarak yiyerek, kolay kolay bu kazıkları unutamadığımız gibi, bazen hayatımızı da etkiliyor. İflaslara, mahkûmiyetlere veya hayatımızın değişimine neden olabiliyorlar. Hemen hemen her insanın hayatında böyle mutlaka bir anı vardır.
Kardeşten yakın gördüğün, her konuda güvendiğin dostlarından kazık yiyince ömründen bazen ömürlerin gittiğini, yaşadıklarının hayatına etki ettiğini bile görürsün.
Bunu hayatımızın her aşamasında görebiliriz, Bürokraside, bizim mesleğimizde, esnaflıkta, memurluk veya her hangi bir meslek hayatında bu tip olaylarla karşılaşırız. Bazen insanlar anlattıkları bu olaylarda “ Bunlar gerçekten yaşandı mı” dediğimiz bile oluyor.
Dostluk kolay kazanılmaz, ancak bir kalemde silin ilebilir, hele ticari hayatta, bu tip vakalara rastlamak çok daha basit, paranın girdiği alanda hele yükselen meblağlar karşısında dost kazıklarını daha çok görürüz.
Bunu siyasetin içinde de hayatımızın akışında gördüğümüz oluyor, gelmiş geçmiş siyasetçiler arasında en yakın dostlukların nasıl bittiğini gördük. KANKA dedikleri, Kardeş dedikleri insanlar için nasıl nefretler oluştuğuna şahitlik ettik.
Geçmiş 18 yıla baktığımızda Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan birlikte yola çıktığı birçok isimden ayrıldı. Siyasetin içinde kendilerine makam ve mevkiler bulanlar kendi pozisyonlarını rant veya menfaat için oluşturdukları çevre ile bazı insanların sırtına binmeye başlamaları ile Cumhurbaşkanı bunların pimini çekti.
Yine bunların içinde olan eski siyasetçilerden FETO cular çıkmaya başladı, Cumhurbaşkanını havada iken düşürmek isteyen, onun hayatına kastedenler bile kendi yakınında olan insanlardı.
Kavun değil koklayasın, bu sözü dost seçerken veya seçtikten sonra hepimiz duyuyoruz, geçmişe dönük AK Parti içine baktığımızda birçok insanın menfaatlerinin kesildiği yerde partiden ayrıldıklarını veya atıldıklarını gördük, bugün bu insanlar siyasi hayatımızın içinde başka parkurlarda çıkmaktalar. Kendilerini sütten çıkmış gibi göstermekteler.
Bunlardan çok örnek verebiliriz, Siyaset tarihi çöplüğü dolu olan bir yapı, bu yapının içinde yer alanların bazen tarihin çöplüğüne nasıl gömüldüğüne zaman içinde şahit oluyoruz.
Bu çöplükten çıkmak isteyenler kendilerini ülke kurtarıcısı olarak göstermekteler, neyi kurtaracaklarını çok merak etmeye gerek yok, önce kendilerini, sonra yakınlarını, ahbap ve dostlarını, tabii her ilde aynı şekilde, kimleri kurtaracakları belli.
Aslında tarihi çöplük içinde yer alan, geçmişte ülkeye katkı sağlayamayan ve ülkenin gerek içeride, gerek se dışarıda yüzünü kara çıkaranların Aklaştıklarını hiç düşünmüyorum.
Bu tip insanlara değer verenlerin de onlardan aşağıda kaldığını hiç düşünmüyorum, onları geleceğe yatırım yapan insanlar olarak görmekteyim.
Bülent Arınç, yıllarca Cumhurbaşkanı bunu sırtına taşıdı, yanına aldı, bu kişinin yakınlarının FETO cu olduğunu bütün Türkiye biliyor, halen bu adamcağıza Cumhurbaşkanı nasıl sabır etti anlamış değilim, çıkıp ekranda terörün başları için af isteyen bu şahsiyet hakkında savcılar harekete geçmeliydi, ne bekleniyor bilmiyorum ancak, bu tip insanların halen partinin içinde olduğunu düşünüyorum.
Kavun değil koklayasın, ancak bir araç bir yolda zig zag çizerek gidiyor ise bir arıza var demektir, işte o arızayı bulmak sürüsünün işi…