Laf taşımam yük taşırım, sözü aklıma geldi, laf taşıyanlar, üretenler, arkadan konuşup kendilerini zeytinyağı gibi su üstüne çıkartanların bu dünyada yeri olmadığı gibi, Ahirette de yerleri yok. Maalesef bu toplum içinde bu tür ( İnsanlara) rastlamak mümkün, çünkü hayvanlar bile bunu yapmıyor. Dünyada yaşayan varlıklar içinde en tehlikelisi insan olduğunu biliyoruz. Dağların Aslan i derler, çeşitli hayvanları tehlikeli derler, bu hayvanların alanına girmedikten sonra onların bir tehlikesi yok. Ama insan öyle değil, alanına da girmesen, hele başarılı ve sevilen biri isen arkandan konuşan çok kişi bulursun.
İnsanlar eserleri ile konuşulmalı, yaptıkları ile çevresine kattıkları ile, yardım ve ürettikleri projeler ile konuşulmalı.
Ama maalesef bizde böyle değil, bizim camiada olduğu gibi, her camianın içinde insanlar çekememezlikleri ile konuşulmakta.
Kulağıma sık sık dedikodular gelmekte, hele bu dedikoduları yapanların insan kılığına bürünmüş birer Deniz yosunu olduğunu görüyorum. Bu insancıklar, hayatlarında kimseye ne bir iyilik, ne bir katkı, ne de bir üretmeleri var. Bu insan müsveddeleri üretenleri çekememezlikten ve başarıları kıskançlığından bazı kurumlara giderek kendi mesleklerinde olan insanları küçük düşürmeye çalışmaktalar.
Hadi bilmeyen birileri olsa, bu kişilere inanacak, ancak bu kişilerin (VARLIKLARIN) ne olduğunu bu toplum da biliyor, tüm insanlar az çok tanıyor.
Toplum kendi içinde olan insanları iyi tanıyor, ama insanları, ağızlarından konuşurken ŞAFLİYALAR akan insan bozmalarını da iyi tanıyor. Menfaatleri için başkalarını küçük düşüren Bozmaları da iyi tanıyor.
Bu toplum içinde kimin ne olduğu belli, kimse kimseyi küçük düşürmeye çalışmasın, kurum için, menfaat için birilerinin sırtından geçinmek hiç te hoş değil.
Ama bu insan bozmaları ne kadar öğüt verirsen ver, alışkınlardır ve kendi geleneklerinden asla vaz geçmezler.
Baktığında İnsana benzerler, camide imam izin verse onlardan öne geçecekler, dürüstlük dersen, kendilerini ilk sıraya koyacaklar, ama laf taşımaya sıra gelince ve başkalarını küçük göstermeye sıra gelince yine onlardan öne geçen yok.
Bu tür insan bozmalarını( Hayvan bile diyemeyeceğim) çünkü hayvanların dedikodusu yok, bu toplum içinde görmemiz mümkün.
Dedikodu yaparak, başkalarını küçük düşürmeye çalışarak kendilerine toplum içinde yer yapmaya çalışan bu İnsana benzeyen yaratıklardan artık tiksinmeye başladım.
Tabii bunu senin yüzüne yapamayacağı gibi, başkalarına karşı yaparak dedikodu çemberini genişletmek isteyen bu yaratıklar senin yüzüne geldiğinde elini öpmeye kalkarlar, bunun örneklerini çok gördük. Siyasetin içinde bunlar var, bürokrasinin içinde var, her toplum da olduğu gibi bizim mesleğin içinde de var.
Bizim içimizde öyleleri var ki, menfaat için ayak yalayan, boyun eğen, babasının yerine başkalarını koyan bile yalaka tayfası var. Bazen yazdıklarının arkasında durmayarak, laf yediğinde kırk kere özür dileyip, el ve ayak öpenler var.
Bu tür yaratıklara ne demeli, menfaat için beceremediklerini başkalarını kötüleyerek kendine yer etmek isteyen bu şahsiyetsizlere diyecek kelime bulamıyorum, onu da siz bulun.