Koşuyoruz, ama nefes yetmiyor, bu sabah sporu değil, bu maraton hiç değil, futbol da oynamıyoruz, yetişemediğimiz Zamlar.
Dolar bize çok lazım olmamakla birlikte tavan yapmaya devam ediyor, tabii birçok ürün ABD dolarına bağlı olduğu için ister istemez fiyatlar ona endeksli.
Eskiden SEKA vardı, Giresun kağıt fabrikası vardı, Samsun da tütün üreticileri, Uşak, Bingöl ve o bölgelerde tütün üreticileri vardı. Şeker pancarı üretimi, buğday üretimi, sigara ve değişik ürünlerin üretimi yapılıyordu.
Üretim ülkede olunca Dolar işimize yaramıyordu ve zamlar bu kadar hızlı yükselmiyordu, dışa birçok üründe bağlı olunca ülkemiz dolara endeksli olarak zamları peş peşe kovalamaya başladı.
Her sabah yeni bir zam, haberi,,,
Benzin 7.40 leri geçti, mazot yine aynı, marketler artık yetişemiyor, akşamları marketlerde sürekli etiketler değişmeye başladı.
Etiket fiyatları bir gün başka, diğer gün başka, Marketlere uğradığımızda artık bazı ürünleri alamadıklarını, aldıkları ürünlerin bir ertesi gün farklı olduğunu söylemeye başladılar.
Artık bizde bıktık ve etiketlere bakmamaya başladık, hanı derler ya benzin yakmamak için rampa aşağı aracı boşa aldık, bizde öyle yaptık, artık zamları boşa aldık, artık ilgilenmiyoruz, çünkü yetişmek mümkün değil.
Bakkal, market buna ayak uyduramadığı gibi, tüketici nasıl ayak uydursun, bir yandan gelire bakıyorsun, değişen bir şey yok, emekli maaşına bakıyoruz, yüzde 4 ile 6 arasında zam, yanı 1500 TL emekli maaşı alan bir kişinin maaşına 90 TL dolayında zam veriliyor. Zamlar ise 3 katını geçiyor.
Bizim sektörde yine zamlara yetişmek mümkün değil, bir gün 130 TL ye aldığın en fazla kullandığımız Aydinger bir ertesi gün 160 TL ye çıkıyor. Kağıt ise 100 TL ye topunu alırken, bir sonraki siparişte ise 110 TL yanı yüzde 10 zam, tabii sonraki aylar yine peş peşe gelmeye devam ediyor. Kalıp 6.5 ten 8.5 e çıktı. Yine yüzde 30 un üzerinde zam.
Yetişemiyoruz,,
Asgari ücret 2340 TL den bir türlü yukarı çıkamadı, tabii bunu istemeyen şirketler ve holdingler zarar ettiklerini savunuyor. Devlet asgari ücretle çalıştıracağı işçi için ek bütçe ayırması lazım.
Bu sürede devlete hak vermemek mümkün değil, Pandemi nedeniyle devlet kısıtlamalara gitmek zorunda.
83 milyon insanı memnun etmek kolay değil, biz evimizde çocuklarımızın isteklerini bir türlü karşılayamazken, devletin 83 milyon insanı memnun veya mutlu etmesi hiç kolay değil.
Koşuyoruz, belki yoruluyoruz, ama zamlara yetişmek mümkün değil, her gün yeni zamlar, yeni fiyatlar yetişmek hiç te kolay değil.
Alınan tedbirlere baktığımızda elbette tedbirler bizleri de memnun etmiyor, vatandaş evinde boş oturup devlet bana baksın, beni beslesin , Kiramı ödesin, elektrik, su ve doğal gaz bedelimi ödesin diye bekliyor.
Sormak lazım bu beklenti içinde olanlara, HANGİ BİRİNE YETİŞSİN, bizler evimizde ki çocuklarımızı ve eşlerimizi memnun edemezken, 83 milyon insanı devlet nasıl memnun etsin.
Tabii muhalefetin tuzu kuru, onlar için her şey var, bütçe dolup taşmış, matbaalar para basıyor.
Muhalefete tek soru “ Bir iki aylık maaşlarınızı devlete hibe edin” tabii bu onların işine gelmez, Pandemi nedeniyle insanlar kadar devletin de zor durumda olduğunu unutmamak gerek.