Önceki gün bir meyil aldım, Şiddetsiz Derneği Başkanı Rıza Sümer den, eski bir gazeteci ve ANAP dönemi 1988 lı yıllarda ASKF genel Başkanlığı yapan Rize Pazarlı bir hemşerimiz, Gazetecilik ve idam ile ilgili bir yazı yazarak, Rize de ki yerel gazetecilerin dikkatine gönderdi. Yazının altında telefon numarasını eklemeyi unutmadı.
Bu isim bana bir şey çağrıştırıyordu, 1988-89-90 lı yıllarda bana gelen bir mektup vardı, beni tebrik ettiğini ve başarılarımın devamını dileyen bir mektup. Yazan ASKF Genel Başkanı Rıza Sümer di, neden tebrik etmişti.
O dönemlerde ASKF Rize Şubesinin yönetiminde yer alıyordum, şube başkanımız Belediye Başkan yardımcılığı da yapan Gürbüz Biberoğlu idi, Sultan Terzi, Ahmet Keskin, Fehmi Denizeri ve birkaç kişi daha yönetimdeydik.
ASKF nin Basın sorumluluğunu ben yapıyordum, o dönemde Çiftlikspor kulübü başkanlığını yapmaktaydım. O dönemdeki Amatör sporlar zor şartlar altında çamur sahada maçlara çıkıyor, Ekrem Orhon stadı her gün çeşitli maçlara sahne oluyordu. Tabii yoğun maç trafiği ile saha çamur deryası haline geliyordu.
60 dolayında Amatör takım vardı, zor koşullarda ve ekonomik koşulları iyi olmayan takımlar vardı, Karadeniz Gazetesi ile Milliyet muhabirliği yaptığım dönemdi, amatörlere katkım olması adına, Amatörün Sesi diye bir gazete çıkartmaya başladım. Bu gazeteye aldığım reklamlar ile yönetim olarak ayın takımı, ayın sporcusu, ayın hakemi gibi çeşitli sporculara hediyeler alarak onları onurlandırıyor, onların daha centilmence hareket etmelerini sağlıyorduk. Başarılı oyuncu, en çok gol atan, centilmen oyuncu gibi çeşitli sporcuları seçerek Rizespor maçı devre arasında onları saha içine alarak hediyelerini veriyorduk.
Bu etkinliğim yaklaşık 3 yıl sürdü, tabii çıkardığımız gazetelerde bunlara yer veriyorduk ve gazeteyi ASKF Genel Merkezine gönderiyorduk. Bu ülke genelinde bir örnek oluşturduğu için genel Başkan Rıza Sümer tarafıma mektup yazarak beni kutlamıştı ve bunu diğer illere örnek gösterdiğini bana yazmıştı.
Bir dönem yaptığım ASKF İl Yönetim Kurulu üyeliğinin ardından zorunlu olarak bırakmıştım.
Aradan 32-33 yıl geçti, önceki gün aldığım meyil ile bu ismi hatırladım, telefon numarası da bırakınca dönüş yaptım ve İyidere Babilon otelde olduğunu uğrayacağını söyledi.
Kendisine ASKF Genel Başkanlığı yapıp yapmadığını sorduğumda kendisinin o olduğunu söyledi, telefonla anıları tazeleyince ismen hatırladı ve mutlu olduğunu söyledi.
Bunların gelecek nesillere aktarılmasını, zaman zaman bu tür geçmişe yönelik çalışmaların yeni nesillere aktarılmasını istedi. Bugün ki yazım onun anısını paylaşmak.
O dönemlerde başarılı bir ASKF Genel Başkanlığı yapmıştı ve Amatörün adeta temsilcisi olmuştu. O dönemdeki koşullar ile bugün ki koşullara baktığımızda sporun çok daha fazla gelişmesi gerektiğini düşünüyorum.
O dönemin kıt koşulları, yoksulluk ve futbol sahalarının hallerini düşündükçe bugün ki koşullarla karşılaştırdıkça o dönemlerde Rizespor alt yapısından ve amatör takımlardan Rizespor kadrosuna çıkın futbolculara baktıkça, bugün çok daha şanslı bir ortam olduğunu görmekteyiz, ama üzüntümüz halen yabancı oyuncuların takımlarımızda yer alması ve alt yapıdan üst takımlara futbolcu çıkmaması.
Koşullar iyileştikçe, başarı daha az ortaya çıkmakta, nerede yanlış yaptığımızı artık kendimiz bulmalıyız, bir yerde hata var işte o hataları kendimiz ortaya çıkartmamız gerek.
Ders almamız gereken neler var, neyi eksik yapıyoruz, sorun idarecilerde mi, yoksa teknoloji de mi, yoksa yenilenen futbol sahaların da mi, işte bunun cevabını sporun içinden gelenler vermeli.