Ülkemizde Milletvekilleri ne işe yarıyor ?... çok basit bir soru,, cevabını ben bulamadım,, mecliste el kaldırıp indirmek için vekil seçiyor isek, illerden zaman zaman halk arasından ön planda çıkan insanları çağırarak veya illerden belli eğitim seviyesi olan muhtarları çağırarak yasaların değişmesi konusunda destek alınabilir. Boşu boşuna 600 milletvekili seçmek ne işe yarıyor.
Birileri bunun cevabını bana yazsın, bende ne işe yaradığını anlayayım, Başbakanlık sistemi artık kalktığına göre mecliste başbakanı seçmek için çoğunluğa artık gerek kalmadı. Bunca boş insana da maaş verilmesi doğru değil, bunlara birer danışman, birer şoför, birer sekreter derken her vekilin millete yükü çok fazla sizce değil m ?
ABD bunu senatör sistemi ile çözdü, geçmişte ülkemizde senatör sistemi vardı. Bu sisteme geçilebilir, ama sayı kısıtlı tutulmalı. Örnek olarak Rize gibi nüfusu az olan iller 1 senatör, 350 bin nüfusa kadar bir senatör, 350-700 bin nüfus iki senatör, 700 bin 1.500 bin arası 3 senatör gibi yasal değişiklikler ile sistem değişebilir. Mecliste en fazla bu rakamlar doğrultusunda 150 ye yakın bir senatörlük kapasitesi olur..
Bir veya iki dönem vekillik yapan meclisten emekli ilan ediliyor, buna derhal son verilmeli, insanlar 25-30 yıl çalışacak, insanların seçtikleri bir dönem veya iki dönem vekillik yaparak en iyi şartlarda yaşayacak ve 87 bin TL emekli maaşı alacak. Ardından ülkemizde emekliye 1000 TL zam vermek için ekonomi dosyasına bakacağız, kaynak arayacağız. Kaynak işçinin, emeklinin üzerinden aranmaz, su kaynağı bile tesisat değildir, kaynak suyun çıktığı yerdir. Hani derler ya Balık baştan kokar, önce başı halletmemiz gerekiyor. Ardından gövdeyi düşüneceğiz.
Ülkemizde o kadar israf var k, emekliye gelene kadar çok şeyi değiştirmemiz gerekiyor. Başta Siyası partilere yapılan yardımlar, bunlar bu milletten yapılan kesintiler veya vergiler ile yapılmakta, kıçına güvenen önce kendi cebiyle harcama yapmalı. Makam araçları kısıtlanmalı, mitingler çok lüzumsuz zaten insanlar ekranlarda izleme şansını buluyorlar. Milletin zamanını çalmanın bir anlamı yok. Toplu açılışlarda tüm bürokratlar, vatandaşlar işini gücünü bırakarak miting veya açılış alanlarına biraz da zorunlu olarak çağrılmakta. Bunları zaten ekranlardan vatandaş izliyor. Açılış yapılacak ilin valisi, Belediye başkanı ve açılışı yapılacak olan tesisin bağlı olduğu kurum müdürü ve tesisi yapan firma sorumlusu bence yeterli. Tüm kurum müdür veya amirleri ile çalışanlarını, ilçe kaymakamları, belediye başkanlarını bu alanlarda toplamanın hiçbir anlamı yok, bu vatandaşlara eziyet ve kurumların işleri aksamakta.
Ülkemizde bu tür fuzuli diyebileceğimiz çok sistem var, bu sistemlerin mutlaka bir doğruya bağlanması gerekiyor. Çiftçiden, emekliden, işçiden, tabii kaynaklardan elde edilen bütçeyi çeşitli yerlere harcamanın hiçbir anamı yok. Öncelikle iç harcamalarımızı ve zorunlu olmayan harcamalarımızı kısıtlamamız gerekiyor.
Devlet milleti ile güçlü olur, ancak önce devlet iç sorunlarını kendisi çözmesi gerek, işçi, mükellefler üzerinden elde ettiği gelirleri keyfi harcamak hiçbir devletin işi olmamalı. Devlet adamları da “Biz bunu yaptık, şunu yaptık, şunları yapıyoruz” deme hakkına sahip değil. Kimse cebinden millete hizmet etmiyor. Milletin vergilerini doğru yerlere harcamak seçilen kişilerin görevi olmalı.